Sert Havada Devekuşu ve Denizci Yardımlaşması



  30 Nisan 2013
Öğlen de Mimarsinan a geri döndüm. Bülent abi gelmiş. Devekuşu na 10 şişe kadar su, hazır Çorba, soda vs getirmiş.Denizci Acemi denizcinin halinden anlıyor. Birer kahve içtik.
  Saat 14.00 te Erdoğan kaptanda teknesiyle çıkacakmış. Ben bve Bülent abi daha onlardan biraz önce 10-15 knot poyraz esen havada çıktık. Yelkenimiz açılmadan önce biraz takıldı. Daha sonra sorunu tespit ettik ve onarımını dönünce yapmaya karar verdik.
  Ben Devekuşu ile bu havada Bülent abi yanımda olmasa kesin çıkmaz, çıkamazdım. Devekuşunun geçen sene orsa gidemediğinden bahsetmiştim. İki saati geçen seyrimizde neredeyse tamamen orsa seyri yaptık. Direğimin ve armanın zayıflığı ortaya çıktı. Direk resmen yay gibi eğiliyor. Korkmadım mı? Doğrusu biraz korktum. Büyükçekmece koyunu iki yana üç dört defa geçtik. Hemen her şekilde Devekuşu sınanmış oldu benim de Devekuşu na güvenim arttı.
   Arada ben dümenle Devekuşu nu orsadan apaz a doğru kaçırdığımda Bülent Abinin gözlerinden apaz da gitmekten pek zevk almadığı okunuyordu.
  Ha ben yalnız başıma bu havada çıkarmıyım?  Şimdilik hayır. Barınağa döndük ve Bülent abi onarıma başladı. Daha doğrusu ayara.



  Bizden yaklaşık yarım saat sonra Erdoğanlar döndü. Devekuşunda biraz sohbet ettikten sonra Erdoğan ın evine misafir olduk. Çayımızı içip böreklerimi yiyerek sohbetimiz devam etti. Sağolsun yatmam için ısrar ettiyse de Devekuşunda yatmayı tercih ettiğimi söyledim. Yarın sabah Devekuşu nda buluşarak hep birlikte Avcılar a doğru yola çıkıp, Erdem Çakır ın misafiri olarak Westmarin e gideceğiz. Onlar daha sonra  karayoluyla geri dönecekler.
   Bülent Abiye ondan tüm öğrendiklerim ve misafirperverliği için Erdoğan a misafirperverliği ve yarın Devekuşunun ilk yolcuları olacakları için  tekrar teşekkür ediyorum.

0 yorum:

Mimarsinan



  Güzelce Balıkçı Barınağından çıktım. Hava yok. Hemen her tekne balık tutuyor. Ben de belki intihara meyilli balık bulabilirim ümidiyle çaparimi salladım. 



  Bugün balıklar bunalımda galiba. Tek seferde 5 li bile çektim istavritleri. Yaklaşık 2 saat içinde 2 kg kadar istavrit yakaladım.
  Bu arada yavaş yavaş Büyükçekmece ye yaklaşıyorum. Bülent Beyi arayarak yaklaştığımı bildirdim.
  Büyükçekmece koyuna girdiğimde esinti başladı. Yaklaşık barınağa 1,5 Dm var.



  Mimarsinan barınağına girdiğimde Bülent Bey, Eşi ve arkadaşlar beni bekliyorlardı. Bülent Bey in teknesine bağlandım. Yoldan gelene en güzel ikram olan soğuk biralarımızı içtik. 






   Yarın da hava yok. İstanbul a eve geldim. Bir gün dinlenerek Salı günü yola devam.

0 yorum:

Güzelce



28 Nisan Pazar

 Selimpaşa barınak çay ocağında sabah çayımı içtikten sonra Selimpaşa dan çıktım. İlk hedefim Güzelce. Selimpaşa dan sonra kıyıya baktıkça gördüğüm şey beton bloklar,oteller,çok katlı yazlık siteler. Selimpaşa nın hemen çıkışında Kadir Has Üniversitesinin kampüsü var. 






  Kumburgaz ı braz geçince bir mendirek benzeri yapı gördüm. Sanırım derenin suyunu kontrol altında denize dökülmesini sağlamak için yapılmış. 




  Güzelce ye yaklaştıkça Kumburgaz ın betonlarından sonra biraz olsun yeşillik görebildim. İsmi ile müsemma derler ya; Nispeten güzelce.



   İlerde güzelce mendireği göründü. Aynı mendirek içinde hem güzelce Marina Hem de Balıkçı barınağı var. Önce marinaya girdim. Plamar botuyla Ümit Bey karşıladı. Nazik ve hoşsohpet birisi. Marina liftlerinin kapasitesinden büyük teknelere hizmet verebiliyor. Gözucuyla gördüğüm kadarıyla bağlı teknelerin en az %50 si yabancı bayraklı. Devekuşu nun bir gece konaklama fiyatını sordum. 52. Tl



  Daha sonra hemen dibindeki balıkçı barınağına girdim. Karadaki tesisleri çok temiz. Çekek yerinde harıl harıl hazırlıklar devam ediyor.Tüm tekneler suya indiğinde boş yer kalmayacak gibi görünüyor.




2 yorum:

Selimpaşa



27. Nisan Cumartesi.
Sabah 5.30 da uyandım. Rüzgar çok hafif esiyor. Hemen bağlarımı çözüp hareket ettim.
  Dün geldiğim burna geldiğimde hava tekrar kaldı. Biraz sabır .
Bugün de motorla gitmek zorunda kalacağım demek ki.
Saat 11.00 de Selimpaşa balıkçı barınağındaydım. 



Dün geri döndüğüm burnu devam etseymişim Selimpaşa ya dün de varabilirmişim.  Selimpaşa barınağına girerken kayalık belirten bir şamandra var. Gündüz gözüyle seçiliyor, ancak ışıklandırması olmadığı için gece tehlike yaratabilir. Gece yaklaşırken dikkat edilmeli.
   Tüm rüzgar ümidim yarında.
Selimpaşa barınağı Koop binası ve çay bahçesiyle çok temiz ve şirin bir yer. Rıhtım üstünü düzenliyorlar.  Koop Başkanı Eyüp bey ve yardımcısıyla ettiğimiz sohpetlerden kendi adıma barınaklar ve balıkçılar hakkında çok şey öğrenmiş oldum. 



  Bunun dışında Bu sezona yetirmeye çalıştıkları mezat yeri ve balık pişirme bölümünden bahsetti. Günlük balıkları sezonda Selimpaşa halkına ve misafirlere taze taze ve daha ucuza ulaştırabilecekler. Ayrıca isteyen orada pişirtebilecek. Selimpaşa ya karadan gidenlere de mutlaka sahile inerek balıkçı barınağını ziyaret etmelerini öneririm.



    Yarın kısmet olursa Güzelce. Oradan da belki Büyükçekmece

0 yorum:

Denizde Rüzgarsız Beş saat



 26 Nisan Cuma
  Dün meteoroji tahminleri 15. ten sonra 8-10 knot rüzgar olacağını bildiriyorlardı.
  Sabahtan hafif esen bir rüzgar olmasına rağmen öğleden sonrayı bekledim. Saat 15:22 de çıktığımda rüzgar oldukça hafiflemişti. Birazdan çıkar diye bekliyorum. Silivri koyunda yelkenlerim açık bir o yana bir bu yana sallanıyorum.
  Bir ara esen hafif esintiyle mendireğin ilerisindeki burna kadar gidebildim.



 Ama maalesef rüzgar gene kesildi.  İnadına bekliyorum. Yok. Beri balık tutmayı deneyeyim dedim. 4 istavrit. Allah bereket versin. 

                                                             Beş saat in karşılığı

Hava kararırken motorla tekrar Silivri Balıkçı Barınağına dönmek için hareket ettim.
  Daha önce bahsettiğim denizdeki planktonlar hava kararınca teknenin altında mavi fosforlu bir renk alıyorlar. Ve bu renk çok hoş. Bir şey daha öğrenmiş oldum.
  Artık rüzgar olsada olmasa da sabah erken çıkıp Selimpaşaya varmaya çalışacağım.

1 yorum:

Silivri



25.Nisan.2013
   Saat  3.00 de Marmara Ereğli Balıkçı Barınağında üzerine  bağlandığım tekne çıktı . Teknenin çıkması için benim bağlandığım yerden hareket ederek yol vermem gerektiğinden ben de uyandım. Henüz tekrar uyumuştum ki ikinci teknede saat 4.30 da çıktı. Daha geride kalan  tekneye aborda oldum.
   Saat 7.30 da uyandığımda uykumu almış vaziyetteydim. Balığa çıkanlar da geri dönmeye başladılar. Kahveye giderek çayımı içtim. Hava durumuna göre bugün de rüzgar yok. Gene motor yelken deneme yapacağım.
  Ereğli den Gümüşyaka ya kadar motor yelken geldim. Arada sağanaklar oldukça yelken doluyor. Bu arada Yunus balıkları da yanımda yüzüyordu.



   Saat 12 olduğunda Gümüşyaka da güneşlenme platformu olarak yapıldığını sandığım iskeleye bağlanarak öğlen yemeğimi yedim ve kahvemi içtikten sonra yola koyuldum. 

                                         Gümüşyakadaki yemek molası verdiğim yer

   Rüzgar motor çalışmadan tekneyi kımıldatacak durumda. Dünden beri ilk defa motor olmadan gidebiliyorum. Kınalıyı geçtikten sonra kıyıda rüzgar az  açıkta rüzgar var gibi görünüyor. Yavaş da olsa açığa çıkabildim. Karşıdan Silivri doğalgaz dolum platformu. 500 mt yakınından geçmek yasakmış.



 Platform hizasına gelince rüzgar ne açıkta ne kıyıda var. Gene motora müracaat. Doğalgaz dolum platformunu geçince barınağın mendireği göründü. Burada da kıyıda bol miktarda plankton var. 





Silivri barınağı iki bölüm. Önce ilk bölümü şöyle bir dolaştım. Boş bir yeri gözüme kestirdim. Daha sonra ikinci bölüme baktım. Rıhtım üzerinde balıkçı lokantaları var. Hemen her yerde tonoz atılı.dönerek az önce gözüme kestirdiğim yere bağlandım. 



300 tekne kapasitesi var . Güven Bey le buluştuk. Güven bey edebiyat Öğretmenliği yapıyor. Kendine ait 520 rota yelkenlisi gördüm. Daha büyük 7-7,5 mt bir yelkenli arzuluyor.Ailesinin işlettiği bir balık lokantası var. Poyraz Balıkçılık.
   Bu gece buradayım. Yarın hava durumuna göre sabah tan veya akşamüstü çıkarak Selimpaşa ya varmaya çalışacağım.


0 yorum:

Marmara Ereğlisi



24. Nisan Çarşamba.
Saat. 6.30 güzel bir hava var.sandalda eşimin getirdiği börek le kahvaltımı yapıp liman çay bahçesine laptopu ve telefonu şarj etmek için oturdum. Liman başkanlığının açılmasını bekliyorum.
 Saat 9.30 da işim bitti. Tekrar çay bahçesine gelerek saat 11.00 e kadar oturdum. Saat 11.30 da Tekirdağ balıkçı barınağından çıkarak önce sahipsiz barınağa(Marina) uğradım.




Denizde turuncu renkli bir sıvı var. Plankton diyorlar. Dediklerine göre zararsızmış ve her yıl bu mevsimde olurmuş. Bu mikterın normal olup olmadığını bilmiyorum ama bana hiç te normal gibi gelmedi.




  Önce değirmenağzı semti daha sonra yeniçifliği geçerek Marmara Ereğlisi burnuna vardım. Buraya kadar rüzgar arada sağanak yapsın diye sağanak duasındaydım. Sanırım duam kabul olmadı. Çeyrek gaz motorla önce iki yelkenimde açık olarak , daha sonrada motor-flok  kaptan limanına vardım.



 Hava iyice kaldı. Motorla Marmara Ereğlisi ne kadar geldim. O sırada botaş ın önünden bir tanker çıkarıyorlardı merakımdan yarım saat tankeri ve römorkörü izledim. 



  Marmara Ereğlisi balıkçı barınağı çok küçük. Biryanı rıhtım diğer yanı plaj olan bir yer. Balıkçı teknelerine beşinci sıra olarak bağlandım.



  Yarın sabah Rota Silivri. (25.4.2013)

1 yorum:

Tekirdağ ve Tekirdağ Balıkçı Barınağı



23 Nisan . 2013 Salı
  Sabah bağlı olduğum yerde armamı kontrol ettim. Istralya ve carmıhları sıktım. Arkada her şeye rağmen olarak hazırladığım iki boş halatı gererek şimdilik arma işimi hallettim. Dün Birol beyin getirdiği kum torbalarını Kemalle birlikte rıhtıma getirmiştik. Yaklaşık 60 kg kum torbalarını Caner in getirdiği küçük torbalarla da dengeleyerek başaltına yerleştirdim. Devekuşu nun burnu biraz da olsa suya gömüldü.
  Saat 12 civarı Kemal daha sonra eşiş , oğlum ve gelinim geldiler. Liman Çay bahçesine oturduk. Biraz sonra Zafer Türkmen aradı Silivri deymiş geliyormuş. Zafer Bey ve eşi de aramıza katıldıktan sonra Ahmet Çatmadım ve arkadaşı geldiler. Ahmet söz verdiği kağıt haritaları ve bir flash bellek içinde tüm haritaları getirdi. Bu arada Hakan içli de gelerek aramıza katıldı. Faruk Usta çocuğuyla gelerek Devekuşu nu ziyaret etti. 



                                    Ve Nihayet Eşim Devekuşuyla ilk seyrini yaptı.
 
Saat 15 civarı Ben ve eşim Devekuşu ile hareket ederek Yelken kulubünün önüne gittik ve oradaki dostları selemladık. Herkese Çok Çok Teşekkür ederim.
   Rüzgar yok. Yelkenimi ve özellikle camadan sistemimin mekanik çalışmasını denedim. Eşime kısa bir Tekirdağ turu yaptırdığımda saat 18.00 olmuştu.
 Tekirdağ dan Marmara Ereğlisi yaklaşık 20-25 mil. Bu saatte çıkmak imkansız hem de Devekuşunun bağlama kütüğü vize zamanı 5 Mayıs. Yarın sabah Liman başkanlığına giderek vize işimi halletmek istiyorum.

   Tekirdağ Balıkçı barınağı resmi kayıtlara göre 70 tekne kapasiteli. şu anda 100 tekne barınıyor. Çekek yerinin önüne de tekneler bağlanıyor. Barınağın içinde derinlik 2- 3 metre. Koop başkanı Erdal Bey e ne zaman düzelecek bu işler diye sorduğumda cevabi ''dört kolluya binin ce ''oldu.
                                              Tekirdağ Balıkçı Barınağında Deve ve Kuşu

   Tekirdağ da birde marina olacak diye yapılan barınak var . Her nedense bugüne kadar işletmeye girmemiş. Sahipsiz kalan bu yerde neredeyse boş yer yok. Gece üç ışık dışında hiçbir şey yok.
  Yarın Rüzgar olmasa da belli bir noktaya kadar gitmek gerekirse gece demirde kalıp Perşembe günü Marmara Ereğlisi ne varmayı planlıyorum.
  Marmara Ereğlisi nde görüşmek ümidiyle

0 yorum:

Devekuşu nun Sezon Hazırlıkları- 5



   Benzin işi en kolay işti. Parayı veriyosun depoyu dolduruyorlar. İlk sıkıntı benzin deposunun bağlantısında çıktı. Deponun şamandrasını sökerek yanıma hortumu da alıp sanayi ye gittim. Benzin jak ı adı verilen bölüm değişmesi gerekiyor ama sanayi de yok. Çarşıda bir balık malzemesi dükkanında olduğunu söylediler. Neticede jakı bulduk ve aldık. Sıkıntı hortuma jakı takmaya geldiğinde başladı . hortum dar. Isıtarak biraz takabildik. Sıara denemede.
  İpi çek Allah çek motor bir türlü çalışmıyor. Benzin geliyor. Ateşleme tamam ama motor natamam. Son çare servisi aramak. Yarın sabah gelip alacaklar.
  Bu arada  sticker ları yaptırdım. Vinç çiyle konuşacam ama motor çalışmadan nasıl olacak. Tek umudum yarın motorun çalışması.

20.Nisan Cumartesi
   Sabah oldu . Motor servisini bekliyorum. Kemal i aradım . Barbarosa gidiyormuş. Sağolsun yoldan dönerek geldi ve beraber Motoru servise götürdük.
   Bujileri temizlediler, daha sonra da karbüratörü sökerek temizlediler. Ne de olsa altı aydır yatan bir motor. Birkaç denemeden sonra çalıştı. Kuyruk yağı kontrolu de yapıldı. Ben bu arada vinç için görüşmeye gittim.
   Vinç operatörüyle beraber yelken kulubüne gelerek işi nasıl yapabileceğimizi konuştuk. Her şey tamam Pazartesi sabah suya atacağız. Kalan en önemli iş zehirli. Yarın sabahta zehirliyi attığımda Devekuşu suya inmeye hazır olacak.
   Motoru servis getirecekti ama çok yoğun çalışıyorlar. Bu neden le Birol Bey e rica ettim. Beraberce gidip motoru alarak getirdik.
  Altan Bey ile bereber motoru yerine taktık. Saplama cıvatalarıyla da sabitledim.
   21.Nisan Pazar
  Teknenin içinden çıkan ıvır zıvırı toparlamaya çalışıyorum. Öğlen saatlerinde Zehirli boyayı sürdüm. Yarına kadar etrafı toplamak dışında işim yok.
   Umarım yarın sabah dalga olmaz da Devekuşu nu rahatça suya atarız.


0 yorum:

Devekuşu nun Sezon Hazırlıkları - 4





  İstanbul dan   Motor yağımı, iki adet büyük usturmaça ve 4,5 kg lık demir alarak Tekirdağ a geri döndüm.
  İlk iş yerine tam oturmayan motoru arkasındaki kontraplak parçasını törpüleyerek yerine oturtmak oldu. Ayrıca  motoru iki adet cıvata ile de sabitledim. Ola ki yolda uğradığım barınak ve limanlarda çalmak isteyen olursa  hemen alıp götüremesin. Biraz olsa da uğraşsın. 



   Motor yağını tamamladım . Sırada motoru çalıştırarak denemek kaldı.
   Dümen palalarının suya giren bölümünde eksik kalan zehirli astarını sürdükten sonra kalan astarı teknenin altına sürdüm.
  Arka tarafa yapmayı planladığım korkuluk işlevsel olmayacak gibi görünüyor. Gene de bir ucunu gövdeye bağladım. Geçen sene direğe yardımcı olması amacıyla yaptığım iki halatı oraya bağlayabilirim. Deneme için ince bir iple tutturdum.
   Geçen yıl usturmaça şişirmeyi bilmediğim için , küçük usturmaçalarımı yeniden şişirme şansım yok. Yeni usturmaçaları şişirdim. Eskileri her tarafa üç tane olarak astım. Büyük usturmaçaları da duruma göre kullanacağım.



  Geçen sene Devekuşu nun Motor sponsoru olan Hidea (Damla Marin), Halatların sponsoru olan Çekim Halat, Boya ve Zehirli sponsoru olan TeknoMarin, Makara ,Usturmaça ve bazı malzemelere sponsor olan NeuroMarin in yeni internet web satış sitesini , Bu yıl Devekuşu na el GPS i sponsoru olan İstanbul Göz ün çıkartmalarını Devekuşu nun bordasına yapıştırdım. Akaryakıt sponsorum Kebap Sefası nın çıkartmasını maalesef yaptıramadım. O nedenle Kebap Sefası nın sahiplerinin adlarını diğer bireysel destek verenlerin arasına yazacağım.






   Havuzluktaki oturma yerlerini ve küpeşteyi lacivert boya ile boyayarak bir işi daha azalttım.
   Kimsenin beğenmediği bayrak direğimi yerine taktıktan sonra Uçmakdere de kalan diğer malzemeleri almak içim köye gittim.

19.Nisan. Cuma
  Uçmakdereden tekne için gerekli eşyalarımı da alarak Tekirdağ Yelken kulubune döndüm.
   İlk iş flok u yerine taktım. Daha sonra pupa palangası ve direği durduğum zaman kafama çarpmayacak bir yüksekliğe ulaştırmama yarayacak balançini hazırladım.
  Asıl iş yelkene yapacağım camadan sistemi. Öncelikle iki adet makaranın bağlantı pimlerini söktüm. Araya koyduğum cıvata nın boşluğu için yeteri kadar pul koyarak sıkışma ihtimalini kaldırdım.
  Ana yelkeni pimaş halkalarına geçirdim. Camadan matafyonuna bir makara ekledim. Bumbanın bir baş tarafına birde matafyona denk gelen yerine hazırladığım makaraları cıvataladım. Altılık bir ipi sistemin içinden geçirerek sistemi hazırlamış oldum.
   Bugün hava oldukça soğuk. Devekuşu nun içinde ne varsa dışarı alarak gereksiz malzemelerden kurtulmak istiyorum ama biraz güneş yüzünü göstersin hele.
  Suya atmak için motoru denemek ve zehirli dışında iş kalmadı gibi görünüyor. Birde Devekuşuna bireysel olarak destek veren dostların isimlerini sticker halinde hazırlatıp yapıştırmak. Tabi ki vinç işi de var.
   Öğlenden sonra Sticker ları hazırlatmak , motoru çalıştırmak için benzin almak ve sanayi ye gidip vinç işimi konuşmam lazım.

0 yorum:

Devekuşu nun Sezon Hazırlıkları - 3



   İstanbul da kaldığım iki gün içinde Tuzla da Adnan Küney ile birlikte Dümen palalarının yeke bağlantılarını krom parçalardan hazırladık. Sabah yola çıktığımda hava bulutlu ancak yağış yoktu. Önce Karaköy Perşembe pazarına uğrayarak, Tekirdağ da bulmakta zorlandığım vida ve cıvataları aldım. Karaköy den Kadıköy motorlarına binerek Kadıköy e oradan da Tuzla ya vardığımda saat 10.00 olmuştu. Tuzla sanayi sitesinden krom parçayı alarak Adnan ın atölyesine doğru yürümeye başladım. Elimdeki yük hafif ancak dengesiz. 15cmx100 cm bir krom parça, örnek olsun diye getirdiğim dümen palası ve önceden hazırladığımız fakat yalpalıkta kullanmadığım diğer krom parçaların olduğu naylon poşet. Yürümem gereken mesafe yaklaşık 1 km. kromcudan çıktığımda yağmur başladı. Taksi bakınıyorum yok. Demekki yürümekten başka da yapacak bir şey yok.
   Adnan ın atölyeye geldiğimde kendimi ahmak gibi hissettim. Yağmur ahmak ıslatan türünden di.
   Pala başlarına yekeyi takacağım ve aynı zamanda arka planda iki palayı hareket ettirecek mekanizmayı Adnan hazırladı. İşimiz saat 14.00 te bitmişti. Belki bugün Tekirdağ a dönerim düşüncesiyle   yola çıktım. Eve ulaştığımda hava durumuna baktım Salı günü de Tekirdağ yağışlı olacakmış.Çarşamba sabahı geri dönmeye karar verdim. Bir gün de evde dinleneyim. Akşam oldu kendimi halsiz hissediyorum.biraz da ateşim var. Sanırım yağmur ben Ahmak ı sadece ıslatmamış birazda üşütmüştü.  Erkenden yattım. Sabah uyandığımda üzerimdeki kırıklık hala geçmemişti. Günün yarısını yatarak geçirdim.


   Çarşamba sabahı uyandığımda hava kapalıydı. Gene de Tekirdağ a dönerek hazırlıklarımı tamamlamam ve Devekuşu nu 23 Nisan a yetiştirebilmek için zaman kaybetmemem gerekiyordu.
  Tekirdağ a vardığımda yapacak o kadar çok işim vardı ki. Nereden başlayacağıma karar veremiyorum. Yanımda İstanbul a götürdüğüm iğnecikleri dümen palalarına bağladım ve yerine geçip geçmediklerini denedim. Tamamdı . İğneciklerin bağlantı yerleri için dümen palasına deldiğim deliklerden su sızmasından endişeliyim. Su sızıntısını önleyebilmek için deliklerin içine ve iğneciklerin dümen palasına bakan yüzlerine mastik sürdüm ve iğnecikleri palalara sabitledim. İğnecik genişlikleri ile pala kalınlığı farklı olduğu için sıkma işleminden sonra aralık kalan yerlere de mastik sürerek izolasyonu sağlamış oldum.



    Keresteci sabah erken açmıyor. Saat 9.00-10.00 gibi geliyorlar. Demek işler bu kadar yoğun ve esnaf ne yapacağını şaşırmış. Akşam üstü yeni sanayi ye giderek kullanacağım meşe parçalarını aldım ve Hüseyin ağabeyin marangoz atölyesine bıraktım. Yarın sabah ölçüleri tekrar kontrol ederek keser hazırlarız.
   İstanbul dan getirdiğim Peynir,zeytinyağlı prasa, köfte ve mantar sotem var. Sandalda nevale tamam. Yanına , içine su katınca beyazlaşan sıvıdan lazım. Minibüsten Pazar yolunda indim. Marketten 2 hıyar , 2 domates , ekmek , su  ve içine su katınca beyazlaşan sıvıdan alarak sandala geldim.
   Sabah İstanbul dan Bülent bey gelecek. Teknelerini Tekirdağ da veya Hoşköy de karaya alarak bakımını yapmayı düşünüyorlar. Elimden geldiği ve çevreyi bildiğim kadarıyla rehberlik edebileceğimi, sabah sanayi ye gideceğimi Tekirdağ a yaklaşırken beni aramalarını söyledim.
    Akşam sandala Hakan Hoca ve Eray da gelerek menüyü ve sohbeti zenginleştirdiler. Yarın sabah sanayide çok işim var.




 Sabah uyandığımda saat 6.30 du. Geceden artan ekmek, kaşar  peyniri ve kahve ile kahvaltımı yaptıktan sonra Sanayi ye gitmek için yola koyuldum.
  Yeke,çift dümen palasını çalıştırmak için bir mafsal yapacağız. Hüseyin Ustanın atölyesine vardığımda saat henüz 8.00 olmuştu.
  Ağaçlara Hüseyin usta düşündüğüm ve istediğim gibi şekil verdi. Nihayet kesim ve şekillendirme işi bitti ve bazı parçaları yapıştırarak kurumasını beklemek zorundayız.
  Bülent Bey Tekirdağ a geldiklerini bildirdiği zaman işimizin en azından bir bölümü bitmişti. Beraberce önce teknelerini çekip atmak için gerekli olan vinç ç, ye uğradık. Fiyat konusunu görüştüler. Daha sonra yerel halkın marina dediği ama sahipsiz bir durumda olan yeni limana gittik. Orada karaya çekilme olasılıklarını gözlemlediler. Birde Hoşköy ü bu anlamda görmek istediklerinden beraberce Hoşköy e gittik.
   Hoşköy e giderken Uçmakdere den geçeceğiz . yanımda getirdiğim ama tam olarak çalıştıramadığım jeneratörü götürmek istediğimi söyledim. Jeneretörü arabanın arkasına koyarak yola çıktık.
    Hoşköy de de karaya alma işi görüşüldü. Sanırım Tekirdağ da yaptırmak onlar için daha ehven olacak.
   Dönüşümüzde Uçmakdere den Devekuşu nun yelken, usturmaça ve diğer malzemelerini alarak Tekirdağ a döndük.
   Bülent ve Mustafa Bey İstanbul a döndüler ben de doğrudan tekrar sanayi ye Hüseyin ustanın marangoz atölyesine.


   Hazırlanan parçalara ilave olarak yeni bir bayrak direği yaptık.  Ayyıldızlı bayramızın bile yasaklanabileceği bu ortamda yeni bir bayrak alarak Devekuşunda gururla taşımak istiyorum.


    Cuma günü hazırlanan parçaları yerlerine takmam gerekiyor. Yalpalıkların üzerine 5x5 boyutunda hazırladığımız parçaları takarak yanlarını epoksiyle fletledim. İşin kötü tarafı yaptığım her işlemin sonunda kuruma zamanının uzun olması.



   Beklerken bari direği takayım aradan çıksın. Kemal, Hakan ve Berk hocalar da oradayken . Beraberce direği taktık.  Bazı yerleri macunladıktan sonra kuruması için beklemeye geçtim.
    Çumartesi günü gövdeyi ve hazırlamış olduğum yeke ve diğer parçaları Beyaz sonkat boya ile boyadım. Daha sonra teknenin altına zehirli astarını sürdüm. Devekuşu ilk geldiğim gün gördüğüm perişanlıktan çıktı. Güzelleşti.




   Pazar sabahı şiddetli bir yağmurla uyandım. Sanırım bugün pek iş yapamayacağım.
   Hakan hocayla beraber motoru yerine takmayı denedik. Kıç tarafa eklediğim kontraplak parçasından dolayı motor bağlantı sını yapamadık. Elime ağaç törpüsünü alarak inceltmeye çalıştım. Motor sıkı sıkıya yerine girdi ama biraz daha törpülemek lazım. Pazartesi ve Salı gene yağmur var. Bende de 23 Nisan a yetişecek miyim endişesi.

3 yorum:

Devekuşu nun Sezon Hazırlıkları-2



   Perşembe günü öğlen saatlerinde Tekirdağ a vardığımda hemen işe koyuldum. Yalpalıkları yerine alıştırmak gerekiyordu. Motorlu zımpara ile yedire yedire, her aşındırmadan sonra da yerine götürüp tekrar yeni aşındırılacak yeri tespit ederek akşama kadar yalpalık alıştırma işi bitmişti.
  Ertesi gün postalardan ölçü alarak krom parçaların nerelere vidalanacağını hesapladım. Elimde yeteri kadar kalın vida yok. Ya yalpalığa yetecek yada iğneciklere. Krom parçaların temas edeceği yerleri törpü ile aşındırarak gövdeye değdiğinde çıkıntı yapmasını engellemiş oldum. Sanayi ye giderek paslanmaz vida ve 4 adette cıvata aldım. Belki teknenin içinde bir yerlerde var ama içerisi o kadar karışık ki değil vida kedi yavrusunu kaybetse bulamaz cinsinden.






   Belirlediğim yerlere yalpalıkları taktım. Tüm yalpalıkları epoksiledim ve alt tarafına epoksi  dışarı akmasın diye macunla doldurdum ama macunun kuruması için beklemem lazım.
  Beklerken bir yandan da iğneciklerin yerlerini hazırladım. Palanın motora değip değmediğini denemek için kayıkhane de kış uykusunda olan motoru aldım yerine takarak palaların çalışmasını kontrol ettim. Geçen hafta Hüseyin ustayla hazırladığımız paraçolleri almak için gittim. İç taraflarını pah ta kırdık. Gene vida sıkıntısı var.
   Cıvatacı Ali den bir adet 5 lik paslanmaz gijon aldım. Kesip kesip cıvata olarak kullanacağım. Paraçolleri de yerlerine alıştırmam lazım ama motorlu zımpara sert ağacı kolayca aşındırmıyor. Olduğu kadar diyerek aşındırma işini bıraktım. Alt kenarlar nasılsa tutuyor. Arayı da epoksi dolduracağım.
   Paraçollerin deliklerini 2,5 uçla açtım. Daha sonra da iki aşamada 5 e büyüttüm. Gijon u istediğim boylarda keserek cıvata olarak kullandım. Yerine oturdu. Yalpalıkları epoksilerken onları da tutturacağım. İşin içine epoksi ve macun girince kuruyana kadar gecen zamanda başka işiniz yoksa boş boş beklemek zorundasınız.
 






    Epoksiyle mikrofiber tozu karıştırarak hazırladığım macunu yalpalıkların içine doldurdum. Paraçollerin gövdeye yapışması için de aynı işlemi yaptım. Paraçol somunlarını sıktığım zaman yerine oturdu. Bazı değmeyen noktaları da hazırlamış olduğum macun kıvamında epoksi ile doldurdum. Sabaha kadar kurur artık.
   Bu arada yerlerini belirlediğim iğnecikleri yerlerine taktım. 7 cm 5 lık cıvataya ihtiyacım var ama Tekirdağ da bulamadım.
   Teknenin içinde biraz araştırma yapınca 7 lik cıvatayı da kalın vidayı da yetecek kadar stok olduğunu gördüm.
   Sabah kalktığımda epoksiler kurumuştu. Yalpalıkları  astar boya ile boyadım. Dümen palasının birini yanıma alarak İstanbul a döndüm.Yeke bağlantı parçalarını hazırlayıp, biraz da uzun vida aldıktan sonra geri dönüp hazırlıklara devam edeceğim.


0 yorum:

Devekuşu nun Sezon Hazırlıkları-1



  Bugün 27. Mart Çarşamba. Sabah uyandığımda hava yağmurluydu. İstanbul dan öyle canım sıkıldı ki ne olursa olsun gideceğim dedim kendi kendime. Saat 11.00 otobüsüne bindim. 13.00 te Tekirdağ a varmıştım. Yağmur yok, ama hava bulutlu. Yelken kulübünün önünde otobüsten indim. Kulübe girdiğimde Altan abiden başka kimse yoktu. İzin günüymüş. Bu hafta sonu da yarış varmış. Geçen hafta da İstanbul da yarışmışlardı.
  Devekuşu nun yanına gittiğimde naylon örtüsünün altında, römorkunun lastikleri inmiş vaziyette beni bekler buldum. 



    Üzerindeki naylon örtüyü kaldırdım. Kaportaya koyduğum küçük kilidin anahtarını gece evde aramama rağmen bulamamıştım. Yani Balıklı ova da başıma gelene benzer bir olay. Üstten tutan iki vidayı sökerek kapağı açtım. İçerisi hiç nem almamış. Boşa vakit geçirmektense yapmayı planladığım yalpalıkların kartondan şablonunu çıkarayım. Altan ağabey bana büyükçe bir mukavva verdi. O nunla beraber kağıttan şablonu yaptık. Eski dümen palasından iki yalpalık çıkarmaya çalıştım. Olmadı. İki parça çıkarmak imkânsız. Kartonu alarak sanayi ye Hüseyin ustanın marangoz atölyesine gittim.
   Hoş beş sohbetimizden sonra iki dükkân ilerdeki ağaç bıçkı işi yapan atölyeye giderek iki tane meşe parçası aldık. Dükkâna gelerek parçaları benim çıkardığım şablona göre keserek hazırladık. Dış tarafına da el frezesiyle pah açarak yuvarlak hale getirdik.
   Yalpalık parçalarımı alarak çıktığımda yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Minibüse binerek yelken kulübüne geldim. Hazırlanan parçaları teknenin altına bırakarak kulübe girdim. Kasım ağabey, Birol bey oradaydılar. Daha sonra aramıza Bülent Bey de katıldı çaylarımızı içerken dereden tepeden konuşuyorduk. Saat 20:yi geçiyordu. Onlar evlerine gitti. Ben de Devekuşu na. Yeni bir uyku tulumu almıştım. Bu gece bakalım donacak mıyım yoksa tulum işe yarayacak mı?
    Gece yağmur aralıklarla devam etti. Sabah saat 6.30 da uyandım. Tekneden indiğimde gece bekçisi Recep Beyin hızla yaklaşmakta olduğunu gördüm. Birini gördü ama tanıyamadığı için meraklanmış. Acaba kim diye?
    Karşı taraftaki börekçiye giderek kahvaltımı yaptım. Daha sonra sabah sporu. Limana kadar yürüdüm. Daha sonra balıkçı barınağındaki çay ocağında çay içtikten sonra yelken kulübüne geri döndüm.
   Kıç tafra aynayı yan bağlantılara tutturacak bir paraçol istiyorum. Motoru ortaya aldığımda mukavemeti artırma düşüncesiyle. Keşke dün o parça için de bir karton mastar hazırlasaydım. Bir parça mukavva kestim ve iki köşeyi de alıştırdım. Saat 8.00
  Minibüse binerek sanayiye Hüseyin ustanın dükkânına vardığımda tahta aldığımız bıçkıcı daha dükkânını açmamıştı. Saat 9.30 a kadar iki tahta parçası almak için bekledim.
  Aldığım tahtaları getirdiğim karton mastara göre kestik. İç taraflarını pahlamak kaldı. Öğlen saat 13.00 gibi yelken kulübüne geri döndüm.
   Tüm kadro kulüpteydi. Bir yandan da yağmur yağmasam mı diyor. Teknede kalsam ne iş yapabileceğim bu yağmurda. En iyisi Uçmakdereye gitmek. Duruma göre cumartesi veya Pazar geri dönerim.
   Uçmakdere den bazı malzemelerimi ve küçük jeneratörümü almak istiyorum. Jeneratörü önceden bir kontrol etmek istedim. Bir yıldan beri çalışmıyordu. Tabi’i ki gene çalışmadı. Altındaki benzin pompası görevini gören parçayı söktüm. Haznenin içi kireç kaplanmış. Temizledim ama hala benzin gelmiyor. Yukarıdaki benzin musluğunu söktüm, tıkalı iğne ile içini temizlemeye çalıştım. Temizledikten sonra parçaları yerine taktım. Nihayet çalıştı ama altından çok az da olsa benzin kaçırıyor.
   Cumartesi dönüş aracı aramam lazım. Köye çıkarak minibüsün cumartesi günü Tekirdağ a gidip gitmeyeceğini sordum. Her zamanki cevap. Sadece pazartesi-Perşembe. Avrupa nın mahrumiyet bölgesi diye boşa demiyorum. Gaziköy den kalkan dolmuşlarla geri döneceğim. Köyden eve gelirken Tekirdağ da gelen dolmuşa rastladım. Yarın beni almasını söyledim. Saat 7.30 da hazır ol dedi.
   30.Mart Cumartesi saat 7.30 da Uçmakdereden bindiğim dolmuşla Tekirdağ a geldiğimde saat 8.30 olmuştu. Yelken yarışı yapılacak ama rüzgâr yok. Sporcu, yönetici ve hakemler öğlenden sonra rüzgâr çıkması ümidiyle bekliyorlar.
   Altan ağabey den jet motorunu ve keski alarak jeneratörü çalıştırdım. Eski pala iğneciklerini tornavida ile sökemediğim için kesmek zorundayım. İğnecikler zorlasa da söküldü. Teknenin içinde salma bağlantılarının uzun kalan uçlarını da kestim. Jeneratörü stop ederek aldığım malzemeleri kulübün malzemeliğine geri götürdüm.
   Boş duracağıma bari yalpalıkları yerine alıştırayım diyorum. Jeneratörü çalıştırmaya yeltendim ama çalışmadı. Belki tekrar sökmem lazım. Belki de gerçek bir tamire ihtiyacı var.
   Tekirdağ da durmak yerine İstanbul a gelerek yalpalıkları ve skeği gövdeye tutturmaya yarayacak krom parçaları yaptırmam ve ikinci bir iğneciği almam lazım. Bu nedenle saat 12.00 de otobüse binerek tekrar İstanbul a doğru yola çıktım.

0 yorum: