Tekirdağ dan ayrılış ve Barbaros
Barbaros Balıkçı Barınağında gündoğumu
Barbarostaki feribotlar
Kemal Floğun alt yakasını kısaltırken
Barbarostaki yeni yapılan liman
Tekirdağ dan ayrılış
Barbarostaki feribotlar
Kemal Floğun alt yakasını kısaltırken
Barbarostaki yeni yapılan liman
Barbaros ta Kemal ve Faruk ustayla beraber |
19 Mayıs
Cumartesi
Büyük
gün geldi. Devekuşu nu bulunduğu yerden alarak rıhtımda bağlı bulunan Kayıtsız
3 ün önüne bağladım. Ailem ve dostlar uğurlamaya gelecekler. Öğlene doğru
arkadaşlar gelmeye başladılar. Eşim, Oğlum ve nişanlısı da yolda olduklarını
söylediler. Ailem ile ilk bululma noktamız yelken kulübüydü. Yelken kulübünde
kahvelerimizi içtikten sonra limana Devekuşunun yanına gittik. Bu arada eşime Kayıtsız-3
ü gezdirdim. Bugün saat 15.00 te yola çıkacağım.
Adlarını tek tek sayamıyorum ama birçok
arkadaşım geldi. Limandan saat 13.00 te Ali Can ile beraber yelken kulübüne
gitmek üzere ayrıldık. Tüm misafirlerin gözü üzerimde, elim ayağıma dolaşıyor.
Devekuşu nun dümen dinlemeyeceği tuttu. Kayıtsız 3 e neredeyse çarpıyordum.
Buna rağmen limandan çıkıp yelken kulübünün önündeki tonoza bağlanmayı
becerebildim. Saltanat kayığı ile önce ben sonra Ali Can karaya çıktı. Ankara
dan Erol Akçam ın gelmiş olması beni çok duygulandırdı.
Tüm misafirler yelken kulübündeler.
Geleceklerini hiç ummadığım, gelmelerini benim için büyük sürpriz olan
dostlarda var. Saat 14.30 a
kadar evlerden getirilen kek ve poğaçaları yiyerek sohbet ederek geçirdik.
Artık demir almak zamanı gelmişti. Ben gidiyorum. Hadi Allahaısmarladık diyerek
kalktım. Hâlbuki bu gün için konuşma bile hazırlamıştım. Ali Can gitmeden bir
fotoğraf çekelim dedi.
Misafirler, kulüp yöneticileri ve
sporcularının düdük çalmaları eşliğinde Hakan hoca beni saltanat kayığı ile
Devekuşuna götürdü. Tonozdan ayrıldım. Rüzgâr kolayına ve sakin esiyordu.
Yelkeni bir an önce açmak istiyorum ama
yükleme limanına girmeye hazırlanan bir gemi var. Önünden kılavuz botu geldi.
Yelkeni şimdimi açmalı yoksa gemi geçtikten sonramı derken limanın ucuna kadar
motorla ilerledim. Yelkenimi açtım. Gemi daha limana girmediğinden motor da bir
yandan rölantide çalışıyor.
Limana girecek yük gemisinin sancağından
geçerek arkasından dolaştım ve yönümü Barbaros’a doğru çevirdim. Benim ve
Devekuşu nun ilk seyri başlamıştı. Toprak mahsulleri ofisine yaklaştığımda bir
kavança atarak rotamı açığa çevirdim. Daha sonra tekrar bir kavança daha atarak,
rüzgârı geniş apazdan alarak Barbaros a kadar geldim. Barbaros girişi yeni
yapılan liman inşaatından dolayı görünmüyor.
Tekirdağ yönünden gelen bir tekne fenerlere
bakarak hareket etmeye kalkarsa, Barbaros’u biraz geçerek sancak yapıp iki
fener arasına girerim diye düşünür. İnşaattan dolayı bunu yapabilmek imkânsız.
Yeni yapılan liman mendireği ile barınağın eski mendireği arasındaki dar
koridordan geçerek girmek zorundasınız. Bu kadar dar alandan birde Bandırma,
Avşa ve Erdek seferi yapan feribotlar bu barınağı kullanıyorlar. Giriş ve
çıkıştaki sıkıntıyı düşünün artık.
Barınağa girdiğimde Kemal Albayrak
karşıladı. Eski bir balıkçı teknesine aborda oldum. Baş halatını da rıhtıma
bağladık. Hava daha kararmamış, saatin
18 civarında olduğunu tahmin ediyorum. Faruk Bey barınaktaki balıkçı mekânını
açarak misafir etti.
Flok hala sıkıntılı. Alt yakasını yarın
Kemal in atölyesinde kesip tekrar dikeceğiz. Floku mandarı indirerek söktüm.
Devekuşunun akaryakıt sponsorluğunu üstlenen Ankara’dan gelerek bana sürpriz
yapan Erol Akçam aradı. İstanbul a havaalanına varmışlar. Ankara ya geri
dönüyorlar.
Faruk Bey, Kemal ve ben flok için çareler
düşünürken, benim yola çıkışımdan sonra Uçmakdereye giden ailem ve arkadaşlarım
geldiler. Getirdikleri Börekleri ve yollukları devekuşu na taşıdım. Sanırım 1
ay yiyecek ihtiyacım olmayacak.
20 Mayıs Pazar
Saat 6.30 da güzel bir güne uyandım.
Barbaros balıkçı barınağının kahvesinde çay ve poğaça ile kahvaltımı yaptıktan
ve gazetelere göz attıktan sonra Kemal Albayrak a telefon ettim. Barbaros tan
minibüse binerek Tekirdağ da Pazar yolunda indim. Oradan Kemalin tarif ettiği
minibüs ile atölyenin yakında indim. Sözleştiğimiz kahvehanede oturup Kemal i
bekliyorum. Kemal 10 -15 dakika sonra geldi. Oturduk birer çay daha içtik. Kötü
haber Kemal atölyenin anahtarını evde unutmuş.
Kemal oğlunu arayarak anahtarı getirmesini
istedi. Gence iş çıkardık sabah sabah. Anahtar geldikten sonra Kemal flok un
alt yakasını önerilen ölçüde keserek yeniden dikti ve sağlamlaştırdı.
İşlem bitince yelkeni bir torbaya koyarak,
yelken kulübüne vedalaşmaya gittim. Altan Bey, Fatma hanım, Gamze hanım ve
diğer dostlarla vedalaştıktan sonra minibüs ile Barbaros’a balıkçı barınağına
döndüm. Yola resmen çıkmıştım ama Devekuşu ndaki eksiklerden dolayı ilerleyemiyordum.
Flok u yerine taktım. Makaraların yerini
değiştirmeye gerek yoktu. Iskota flokun açıortayına denk geliyordu. Fırdöndü
sistemim de hala sıkıntı var arada takılıyor ve bu da tam olarak açılmasına
engel oluyor.
21 Mayıs
Pazartesi.
Yeni sanayiye giderek motor için yağ aldım.
Hüseyin ustayla hasbi hal ettikten sonra Barbaros’a döndüm.
Akşamüzeri Kemal ve Faruk Bey ile
dertleşiyorduk. Konu tabi ki belli teknelerin sıkıntıları. Faruk Bey nedir bu
bahsettiğin sıkıntı diye sordu. Kâğıt
üzerinde tarif ettim. Kestamit parçanın esnediği için takıldığını
anlattım. Kolay dedi. Ben sana oraya bir
bilye çakarım hayatta bir daha takılmaz dedi. Son günlerin en sevindirici
haberi. Çarşamba ve Perşembe günü işleri yoğunmuş ve Marmara Ereğlisi nde
çalışacağı için ancak hafta sonuna yetiştirebilirim dedi. Benim için fark
etmiyor. En kötü bu şekilde yoluma devam ederim, Şarköy ü geçmeden her halükarda
Tekirdağ a gelir yapılacak parçayı alırım.
Barbaros balıkçı barınağında Avşa ve Erdek
yönüne giden kamyonların kullandığı feribot iskelesi var. Üç büyük feribot
barınağın neredeyse yarısını kullanıyor. Balıkçılara kalan alan neredeyse bunun
yarısı kadar. Bu feribotlardan biri, geçenlerde bir balıkçı teknesine çarparak
batmasına neden olmuş.
Barbaros balıkçı barınağından çıkıp
Tekirdağ yönüne doğru kıyıdan yürüdüğünüzde küçük bir kumsal var. Tam tersi
yönde ise yeni liman inşaatı. Kıyıda birkaç kahvehane, market adını verdikleri
büfeler ve iki lokanta.
Faruk ustaya kestamitin ölçüsünü verdim. Hatırladığım
kadarıyla 1,6 cm
idi bilyenin bağlanacağı yer. Faruk usta hafta sonu hazır edecekti parçayı ben
de yola devam edip, Hoşköy e vardığımda gerekirse birkaç gün kalarak ve
uçmakdereye uğrayarak kirli çamaşırlarımı yıkar, sallanmayan bir yatakta uyurum
diye düşünüyorum. Öğlenden sonra yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyor.
0 yorum: