Kumbağ


Saat 8.00 de Barbaros’tan ayrıldım. Labirenti andıran iki mendireğin arasından geçerek, açığa çıktım. Yelken ile ağır ağır ilerliyorum. Önümdeki ikinci durak olan Kumbağ daki barınak Barbaros’a göre daha küçük ve aradaki mesafe 3 mil civarında. Kumbağ da konaklayıp konaklamamak hakkında kararsızım. 
Kumbağ a yaklaşırken sahilde gördüğüm betonlaşma içler acısı. Arada bir eski bina dikkatimi çekti. Daha sonra öğrendiğime göre eski bir şarap imalathanesiymiş. Kumbağ belediyesi şimdi o binayı depo olarak kullanıyormuş.




 
Kumbağ a yaklaşırken gördüğüm tarihi bina




                                        Sahildeki betonlaşma örnekleri
                                Atilla kaptan




   Kumbağ balıkçı barınağına girdiğimde karşıda gördüğüm boş bir yere bağlanmayı planlarken, sahibi olduğunu tahmin ettiğim bir kişinin teknesini düzenleyen bir balıkçı teknesine onun önerisiyle aborda oldum. Barınağın içi çöp poşetlerinden geçilmiyor. Teknesine aborda olacağım Atilla kaptan ın uyarısıyla pervaneyi poşetlere kaptırmaktan kurtuldum.
   Atilla kaptan ile kahvede çaylarımızı içerken balıkçılığın bugünkü durumu halında konuştuk. Bakkaldan su ve süt alarak Devekuşu na geri dönüyorum. Atilla kaptanın teknesinden geçerek Devekuşu na ulaşabiliyorum. Bu sırada sarı bir kedinin Atilla kaptanın teknesinden rıhtıma doğru kaçtığını gördüm. Kedinin balık aradığını sandım. Devekuşu na geldiğimde açık olan kaporta kapağından, Barbaros’ta Aynur’un bana yolluk olarak bıraktığı kek ve poğaçaları koyduğum torbanın altının yırtılmış olduğunu, kedinin balık aramadığını benim poğaçalara el koyduğunu anlamış oldum.

Yarın Kumbağ ayrılış ve Uçmakdere ye Devekuşu nun inşaa edildiği yere geliş ile Devekuşu nun yapılış öyküsü ve bolca yapım fotoğrafını paylaşıyor olacağım.

0 yorum: