Tuzla



6. Mayıs. 2013



 Sabah uyandığımda gökyüzünde gri bir bulut kümesi karadan adalar istikametine doğru hareket ediyor. Planım Tuzla ya gitmek.
  Dışarı çıkarak Dragos burnundaki sahilde dolaştım. Dün zorbela geldiğim adalar sanki ayaklarımın dibinde. Bağlandığım barınağın diğer ucu yelken kulubü. 






  Bu arada Cevat Bey aradı. Tuzlada konaklayabileceğim yer hakkında konuştuk. Barınak görevlisinin adını verdi. Mevcut bulutlarda Ömerli barajının etkisiyle her sabah oluşan bir sistemmiş.
  Saat 11.30 da bağlandığım yerden çıkarak yönümü Tuzla ya çevirdim. Sabah çıkmadan yaptığım çalışmaya göre 145-150 derece arası gitmem lazım. Rüzgar erken saatlerde poyraz eserken lodosa döndü. Hava nerde oturacak belli değil.Çıkar çıkmaz açtığım yelkenle ilerlemeye çalışıyorum. Rüzgar açıkta daha iyi. Demekki geçen seneki gibi illa kıyıdan gideceğim diye uğraşmamak lazım.

                                                  Deniz ticaret filomuzdan bir örnek

   Kartal kum depoları civarına geldim. Demirli büyük gemilerin arasından geçerek ilerliyorum. Arada motoryatların, yolcu motorlarının , deniz otobüslerinin her geçişinde rüzgarın az olması nedeniyle çıkan dümen suyu dalgaları Devekuşu nu sallıyor.




   Tuzla tersaneler istikametine geldiğimde rüzgar kesildi. Denizde lodos karada ise bayraklar rüzgarın kuzeyden estiğini işaret ediyor. Kesin hava değişecek. Rüzgar beklerken kıyıdan gelen bir motoryatın dalgasıyla sallanırken birde önümü recep tayyip erdoğan kesti .




                                                                              
                                                Video yu seyretmenizi öneriyorum
                                                       
 Rüzgar kesilince totamdan kıyıya doğru sapıyorum. Arttığında orsalayarak tekrar rotaya girmeye çalışıyorum. Harp okuluna yaklaşınca dubaların dışına doğru mecburen kaydım. İskelemde kayalıklar görünüyor.

 Biraz ilerledikten sonra koç adası belirdi. Koç adasına yakın bir yerden iskeleye dönerek Tuzla istikametine yöneldim. Bu esnada kuzey esen rüzgar artarak devam etmeye başladı. Arada ıskotayı boşlayarak arada dümenle oynayarak hızımı azaltabiliyorum. Geçen sene Mordoğan dan sonra Balıklı ova ya geçerken yaşadığım havaya benzer bir hava. Ama ne Devekuşu geçen seneki devekuşu nede İsmail aynı İsmail. Daha az heyecen ve panik var. İTÜ denizcilik fakültesinin önündeki Akdeniz gemisinin yanına geldiğimde yelkenlerimi kapattım ama flok um rüzgarın şiddetinden boşluk yaptı ve müthiş bir ses yapıyor.




 Bir daha açıp kapamayı denedim ama netice aynı. Cevat Beyi aradım barınağın tam yerini sordum. Kıyıdaki taşlık platformu takip ederek burnun arkasındaki küçük barınağa ulaştım.



 Barınak sorumlusu Taner Bey in geleceğimden haberi var. Poyraz şiddetini daha da arttırdı tahminime göre en az 20 knot esiyor. Karşıdaki küçük kayıkların arasına girmem lazım ama oraya girebilmem yandan aldığım rüzgarla çok zor.
   İskele tarafımda gördüğüm boşluğa girmeyi hedefledim. Dönükten hemen sonra motoru boşa alarak boşluğa girmeye çalıştım. Aborda olacağım teknede bir kişi olması da beni oraya yöneltti. Rüzgar o kadar şiddetli ki yanımdaki tekneyi tutmama rağmen elimden kaçırdım ve rıhtıma Devekuşu nun burnunu tosladım. Devekuşu rüzgarın etkisiyle rıhtıma aborda oldu. Devekuşu nun burnunu rüzgara doğru çevirmek ve bana ayrılan yere daha rahat çıkabilmek ümidiyle Yanımdaki teknedeki Hasan Bey e başipini yakalamasını ve beni kendi teknesinin kıç tarafına bağlamasını rica ettim. Hasan Bey başı bağladıktan sonra Devekuşu nu kıçtan yanımdaki teknenin baş tarafına bağladım.
  Soluklanma zamanı gelmişti. Kendime bir kahve Hasan Beye de bir çay yaptım. Devekuşu nun havuzluğuna oturduk. Bu sırada Taner Bey geldi. Bana ayırdığı yeri söyledi. Biraz soluklanayım geçerim dedim. İçeceklerimiz bittikten sonra motorumu çalıştırarak bulunduğum yerden çıkarak diğer yere geçmek için hareket ettiğimde rüzgar beni iskele tarafıma yatırarak bağlandığım teknenin kıçına yapıştırdı. Denizin içindeki iplere salmam ve yalpalıklarım takıldı. Ne tornistanda ve de ileri çıkamıyorum. Devekuşu nun kıçına bağladığım bir uzun halatı Hasan beye uzattım Hasan bey devekuşu nun kıçını kendi teknesinin yan tarfına yanaştırmaya çalışıyor ben de tornistanla çıkmaya uğraşıyorum , ama nafile.
   Bu arada balıkçı dostlardan biri devekuşuna geldi. O motora geçti bende başa. Ben boşta bulunan bir tonoz halatını alarak Devekuşunu başını denize açmaya çalışıyorum, diğer arkadaşta tornistanla çıkabilmem  için yardımcı oluyor. Devekuşu nu beraberce ortaya çıkardıktan sonra ben de havuzluğa geçtim. Beraberce devekuşu nu ayrılan yere Cevat Beyin teknesi Resneli Niyazi nin yanınaki boşluğa soktuk.
   Artık Devekuşu emniyette. Taner bey boşta duran bir demir ipini uzattı. Ayrıca Devekuşunu baştan karaya ve kıçtan da yanımdaki tekneye bağladı. O kargaşada adını dahi öğrenme şansım olmayan balıkçı arkadaşlara yardımlarından ve ilgilerinden dolayı teşekkür ederim. Demek ki sert havada gitmek dışında sert havada yanaşmayı da öğrenmem gerekiyor.
   Saat 18.30 civarında Cevat Bey geldi. Önce benzin stoğunu tamamladık. Bana ikram olarak erzak getirmiş sağolsun. Erzak ve yakıtı Sandala koyduktan sonra beraberce çıktık. Eve gidip duş almak istiyorum. Önce bir yemek yiyelim gidersin dedi. Cevat Bey de geçen sene teknesiyle Tuzla dan Bozca ada ya kadar seyahat etmiş. 

Perşembe gününe kadar öğleden sonraları rüzgar çok şiddetli. Hem hava hem de dinlenmek amacıyla eve geldim.  Cuma günü (10.mayıs.2013) Tuzla dan Herke ye hareket etmeyi düşünüyorum.
  Bu arada Serkan Avcı arkadaşım arayarak Hereke de  bir iki gün misafir olabileceğimi bildirdi. Bundan sonraki rota Hereke.
  Görüşmek üzere.

0 yorum: