Çeşme ye Doğru

   Karaburun ve Çeşme yi geçmenin benim için zor etaplar olduğundan bahsetmiştim. İki gün hava nın rahat olacağı bilgisini edindikten sonra 30.Haziran. 2018 Cumartesi günü sabah 5.30 da Karaburun Yeni liman dan hareket ettim.
  Hedefim yaklaşık 28 Dm güneydeki Çeşme idi. Hava da veya bende bir terslik olursa diye kendime arada girebileceğim yerler belirledim. Bunlardan biri 12 dm uzaktaki Eğri liman, 20 dm uzaktaki Kara Adanın güney koyları, 24 dm sonra Gerence koyu veya Ildır idi. 24 Dm mesafedeki Gerence veya Ildır ı  kaçış yeri olarak düşüneceğine 4 dm daha git Çeşmeye ulaş diyor olabilirsiniz, ancak asıl mesele Sakız(Chios) ile Çeşme arasına girebilmek. Ki öyle de oldu.
  Saban erken saatlerinin verdiği sakinlikle Eğri Limanı geçmiş, rotamı Kara Ada ile Çolak Burnu arsından Toprak ada ya doğru çevirmiştim.Kara adanın kuzeyine kadar rahat gelmiştim ama, ögle saatleri yaklaşıyor yavaş yavaş  rüzgar ve dalgalar  kendini hissettiriyordu. Kara adanın yanıbaşına kurulmuş olan balık çiftliklerini geçerek güneye doğru yoluma devam ettim.



   Kara adanın güney koylarından birine özellikle batıda olan koya girmeyi düşündüm. Daha sonra da Çeşme ye bir şey kalmadı. bir saat daha gitsem varırım diye düşünerek devam etmeye karar verdim.
   Kara ada nın koruması bittiğinde Yukardan esen rüzgar ve kaldırdığı dalgalar Devekuşu nu iskeleye yatırarak sürat kazanmasını sağladılar. Gayet güzel gidiyordum. Her metrede rüzgar sanki bir borunun içinden üfler gibi hızını arttırıyordu.
   Ucburunlar ın ucundaki kayalıklardan kurtulmak için,Uzun ada nın güneyinden çıkmayı planlıyordum ama ha bire kayalıklara da yaklaşıyordum. Büyük bir yelkenli kuzeyden gelerek, Kara Ada ile Uzun adanın arasından  tam arma  ıldır körfezi ne doğru yol aldı.
   Önümdeki kayalık bölgeyi tam olarak bilmiyordum. Yelkenle aralardan geçmekte başarılı olamayabilirdim.Bu şartlarda burnu dönmeye çalışıp Çeşme gitmeyi kendimce riskli bularak iki dalga arasından geri döndüm. Yani Çeşme ile Sakız adası arasına giremedim. En güzeli sabah erken saatte karıncalar su içerken geçmek.  Devekuşu nun armasının en çok sevdiğim tarafı  sadece dümen ile dönebilmek.  Ana yelkeni dönüş esnasında biraz boşlayarak dümeni döndürdüğümde, mizana kendini hemen rüzgarın yönüne göre atıyor, ardından ana yelken ıskotasını kasarak kendime yeni bir rota tutabiliyorum.
    Rüzgarı geniş apazdan dalgayı da kıçtan alarak Ilıca Koyu istikametine hızla yol alıyordum. Navionix ten harita kontrolu yapmak için telefonuma baktığımda hızımın 5,2 ila 6  bazen 6.5 dm aralığında gidip geldiğini de görmüş oldum.
    Sancağımda Top burnunu bordaladıktan sonra kıyıya yanaşmaya başladım ve hızım da düşmeye başladı. Kararım Dalyan koyuna girmekti. Daha ileriye gidersem sabah erken de çıksam Ucburunlara kadar geçireceğim zaman kaybından dolayı tekrar Çeşme boğazında sıkışabilirdim.
   Dalyankoyu na geldiğimde yelkeni indirmek için rüzgara döndüm. Yelkeni indirip bumbaya sarana kadar bir de baktım ki Dalyan girişinden aşağıya doğru sürüklenmişim.  Çalışır durumdaki motora yol vererek Dalyan koyu girişinin kuzeybatısındaki kocakarı plajı olarak isimlendirilen yerde  2 mt ye demir attığımda saat 14:00 olmuştu.



   Denize girmeyi hak etmiştim. Sudan çıkınca tenteyi gerdim. Buz çantasına dün akşamdan koyduğum buzların tamamı erimemişti. Ayrıca içindeki her şey de  hala soğukluğunu muhafaza ediyordu...

   Dalyan koyunda dışarıda demirlemiş teknelerin yanından bu hızla geçerek Dalyan Koyu Barınağına giren bu ve bu tür teknelerden hiç bahsetmiyelim.



0 yorum: