Didim

   Dün Didim e niyet etmiştim ama kısmet Yenihisar a imiş. Neticede  Didim e varamamıştım. Havanın bir hafta kuzeyden fırtına şeklinde eseceği bilgisini aldıktan sonra eşten dosttan kalınacak yer ama uzun süreli bir yer soruşturmaya başladım. Daha önce kuşadasında olduğunu bildiğim bir dostumuz Akbük ten sonraki kazıklı iskelesinde olduğu haberini almıştım. Onu yer olup olmadığı konusunda  aradım ama yanıt olumsuzdu. Bir gece olsa bir şekilde idare edilebilirdi.
  Marinaları düşünmüyordum.  Ya Iasos ya da körfezde bir koyda kalmak dışında pek seçeneğim kalmamıştı.  Bazı arkadaşlarla görüşmelerim sonunda güvercinlik koyunun bu havalarda çok emniyetli olduğunu, bir iskeleye yanaşamasam bile kıyıya bir şekilde çıkarak alışveriş yapabilme imkanım olduğunu söylediler.
   Bu arada Çeşme den sonra olduğu gibi, Didim civarı ve Güllük körfezini es geçecektim. Bu yolun nasılsa dönüşü de var, dönüşte de atlayarak gittiğim yerlere uğrarım  diyerek   Güvercinlik koyuna karar kıldım.
   Rüzgar her gün saat 10:00 dan sonra başlıyordu. Tabi ki önünde sürüklediği dalgalar da... Kaldığım yerden Didim yaklaşık 5 Dm Didim Güvercinlik arası da 19 Dm yani toplamda 24 Dm. Gerçi günde 40 -50 Dm mesafeler yaptım ama hepsinde de ögle saatlerinde başlayan batı rüzgarı ve getirdiği dalganın dayağını yedim. Ortalama 4 Dm hız yapsam 6 saat sürecek, birde dünden kalan istemsiz kavançanın korkusu hala geçmemiş. En iyisi Yenihisardan Bu sabah Didim Tekağaç burnuna kendimi atayım, kalan mesafeyi de erkenden yola çıkarak dört saatte kat ederim diye düşündüm. Yani saat 5:00 te çıksam 9:00 da Gümüşlüğe varabilirdim. Hadi bilemedin 10:00 olsun.
   Sabah karşı burundaki dalgaların kayalara vurarak çıkardığı köpükler bitmişti. Ben de hemen topuklayarak Tekağaç burnuna doğru yollandım.



    Burnu döndükten sonra yan yana iki koy var. İkicisi yani Didim tarafında olanı haritada daha uzun görünüyordu. Daha sonra sahil güvenliğin botlarını bağladığı şamandralar olduğunu anladığım büyük dubaların yanından geçerek koya girdim. Uzun olmasına rağmen yarısından sonrası benim bile giremeyeceğim şekilde sığ idi. Koyun batı yakasında bir tesis vardı. Tesisin önüne yakın bir yerde 2 metreye demirledim.



   Daha sonra tesisten su, sigara vs bir şeyler satın almak için paramı torbaya bağladım şortumun cebine koydum. İki günlük çöpümü de  ikinci bir torbaya koyup bağladıktan sonra suya atladım. Ama gözlüklerimi çıkarmayı unuttuğumu birkaç kulaç attıktan sonra anladım. Yapacak bir şey yoktu. Şemsiye açılmıştı bir kere.
   Karaya çıktığımda önce çöpümü konteyner a atarak tesise doğru ilerledim. Tesis daha yeni açılıyordu ama önceden çay demlemişlerdi. Çayımı içip eksik malzemelerimi tamamladıktan sonra yüzerek Devekuşu na döndüm. Burasını pek beğenmemiştim. Ya da içimde diğer koyu da görme hevesi olduğundan batıdaki Çukurca koyuna geçtim. Gelirken yanından geçtiğim dubaya bir sahil güvenlik botu bağlamıştı.



    Koya girdiğimde iskelemde balıkçı teknelerinin bağlandığı bir yer, tam karşımda da üzerindeki antenler olan kuleden, askeri tesis olabileceğini tahmin ettiğim bir bina vardı. içeride bir fransız bayraklı katamaran demirlemişti.



   Katamarana doğru ilerleyerek gene 2- 2,5 metrelere demirimi bıraktım. Devekuşu nun altındaki su pırıl pırıldı. Dayanamadım ve tekrar ama bu sefer gözlüklerimi çıkararak atladım. Tuzlu suyu gören gözlüklerim de daha sonra ne kadar pahalı suyla yıkamış olsam da paslanarak sap ekleminden kırıldı.
 Öğlenden sonra katamaran gitti ve akşama doğru gene yabancı bayraklı bir yelkenli gelerek benden daha derin bir yere demirledi.
  Gece bir ara köpek sesleri ve bağırışlarla uyandım. Havuzluğa çıktığımda koyun doğu kıyısında jandarma veya polis araçları olduğunu sandığım araçların üstündeki yanıp sönen kırmızı mavi ışıkları gördüm. Bağırış çığırış ta bir yandan devam ediyordu. Her halde kaçak mülteci kovalıyorlar diye düşündüm. Düşünmez olaydım. Sen şimdi gel de yat uyu. Zaten mültecilerin kaybedecek bir şeyi yok. Ortada bir tekne duruyor. bu tekneye çıkıp kaçmayı denemezmisin? Vatandaş pardon kaçak göçmen merdivenden çıksa hadi gidelim dese ne yapmak lazım. Ben mi onun kafasına bir şey vuracağım yoksa o mu beni tekneden atıp devam edecek. Samos tan bu yana işler pek iyi gitmiyordu.Acaba bir kurşun falan mı döktürseydim. :)
   Sesler azaldıktan sonra uyumuşum. Sabah saat 4:30 a saat kurmuştum. Uyandım. Kahvemi içtim. motoru çalıştırıp, ana yelkeni de hemen basarak yola koyuldum. Artık hedefim Gümüşlük tü.


 


0 yorum: