İzmir de Son Günüm
17 Temmuz Salı
Sabah 6:30. rüzgâr kuzeydoğudan şiddetli
esiyor. Teknenin sallantısına uyandım. Çay ocağında sohbet ediyoruz. Rüzgar
şiddetini arttırıyor. Gidip Devekuşuna
baktım.
Cem liman telefon ederek yaptığı röportajın
Yeniasır gazetesinde yayımlandığını söyledi. Sol bacağımdaki sakatlıktan
özellikle bahsedilmemesini rica etmiştim. Maalesef gazete bahsetmiş. Neyse
karşıdaki markete giderek bir Yeniasır
gazetesi aldım.
Saat 15:00 e
kadar rüzgarın daha da artmamasını diliyorum. Bugün balıkçılar dışarı çıkamadı.
Nakliyeci ile konuşarak lastikleri nereden alacağını bildirdim. Lastikleri
almaya gittiğinde bana haber verecek, bende vinci çağıracağım. Şimdilik yapacak
bir şey yok. Çay bahçesinde oturuyorum. Damla Marin motor bakımının bittiğini
saat 17:00 ye kadar motoru bize ulaştıracağını bildirdi.
Saat 15.00 de
nakliyeci geldi , yaklaşık 15 dakika sonra da vinç. Devekuşu nu bağlı olduğu
yerden vinç yardımıyla dışarıya çıkararak kamyona yükledik. Alttan ve yandan
lastiklerle destekleyerek bağladık.
Motorun gelmesini bekliyoruz. Saat 17: civarında motor geldi . O nu da
kamyona yükledik ve yola çıktık. Kamyonun bize uygun fiyat vermesinin iki
nedeni olduğunu öğrendim. Biri Tekirdağ dan tahıl yükleyerek geri dönecek
olması diğeri de giderken Teknenin yanında başka parça yükler de alacak olması.
Benim için fark etmiyor nasılsa 750 Tl ye Devekuşu nu İzmir den Tekirdağ a
götürebilmek çok ekonomik.
İlave yük almak için İzmir de nakliyecilerin
borsa sı diyebileceğim bir yere geldik. Çarşının içinde sıra sıra dükkanlar
var. Dükkan önlerinde nereye yük olduğunu belirten tabelalar. İlk defa bu tür
bir şey gördüğüm için bana oldukça ilginç geldi. İpsala ya bir yük bulundu ve
yükü almak için Kemalpaşa ya gittik. Devekuşu nun kamyonun kasasında yan
yattığını fark ettik ve forklift yardımıyla düzelterek tekrar bağladık. Diğer
yükü de aldık ve yola koyulduk.
İlk molamızı Menemeni geçtikten sonra
vererek akşam yemeğimizi yedik. Kamyon her kasise girdiğinde sanki arkadaki
tekneyi tutmaya çalışır gibi koltuğa ve kapı kollarına yapışıyorum.
Dikili de tekrar çay molası vererek Küçükkuyu
ya doğru ilerliyoruz. Dikili Küçükkuyu arasındaki karayolu o kadar kötü ki
Devekuşu nun bu yolu hasar almadan bitireceğine inananamıyorum.
Saat 2:00 de Küçükkuyu da çaylarımızı
içtikten sonra kazdağlarını tırmanarak Çanakkale ye doğru ilerliyoruz. Sabah
5:00 te Çardak a vardık. Sabah kahvaltımızı yarım kilogram peynirli börek ile
yaptık ve karşıya Gelibolu ya geçmek için feribota bindik.
Gelibolu dan sonra Keşan ve yükü teslim
edeceğimiz Sultan Beldesindeki bakliyat ambalaj tesisine geldiğimizde saat 8:00
olmuştu.
18 Temmuz Çarşamba
Yükümüzü
teslim ettikten sonra Tekrar Keşan ve oradan da Tekirdağ a yollandık. Tekirdağ
a yaklaşırken Devekuşu nu kamyondan indirecek vinç firmasını arayarak
geldiğimizi bildirdim.
0 yorum: