ÖZBEK
12. Temmuz
Perşembe
Sabah erkenden Balıklıova dan ayrıldım.
Rüzgar yok. Motor rölantide çalışıyor. Ağır ağır Gülpınar koyunu geziyorum. Su
arada sığlaşıyor , deniz dibindeki otları çok rahat görebiliyorum.
Sancağımda Gülpınar. Gülpınar köyünün
karşısında bir ada var. Adaya yaklaştım. Anladığım kadarıyla ada da yerleşim
yok. İlerde tepede İzmir İleri teknoloji Enstitüsünün binaları görünüyor.
Adanın yakınından dönerek Özbek e doğru ilerlemeyi düşündüm. Rüzgar esmeye başladı. Apaz dar apaz ilerliyorum. Adanın diğer tarafındayım. Yazlık evleri görüyorum. Altınkum veya kumburun denilen yerler olmalı. Özbek e yaklaştıkça rüzgâr azaldı. Notoru çalıştırdım. Ağır ağır etrafımı seyrederek ilerliyorum. Özbek barınağına doğru gidiyorum. Karşıdan bir balık dalyanı görünüyor. Burnu geçince sancak tarafımda güzel bir koy gördüm.
. Suyun dibi
burada da net olarak görünüyor. Koyda birkaç yazlık ev ve önlerine bağlanmış
birkaç tekne var. Koyda biraz
oyalandıktan sonra Özbek barınağına doğru yollandım. Balık dalyanı bu sefer
sancağımda.
Güzel koydaki yazlık evler
Özbek tam
karşımda. Barınağa girdim. İki ayrı bölüm yapılmış Özbek barınağında. İç tarafa
ilerleyip boş yer aradım. İki mıtor arasında bulduğum boş yere yaklaştım.
Devekuşu yanaşmalarda dümen dinlemiyor, Yenifoça dan bu yana bir gariplik var .
Rıhtıma yanaşmadan demirimi attım. Demir halatını uzun salmıştım. Rıhtıma
baktığımda bırakılmış iki halat gördüm. Buradan çıkan bir teknenin bıraktığı
halatlara benziyor. Yenifoça da olduğu gibi
buraya bağlanan teknenin gelebileceğini düşündüm ve başka bir yere
geçmek daha iyi olacak. Bu arada bir çay içebilirim. Telefonumun şarjı bitmişti
bir yandan da telefonumu şarj ediyorum. Kafamda hala teknenin yerini
değiştirmek var. Yaklaşık bir saat sonra teknemin yerini değiştirmek için
kalktım. Uygun yer bulmak amacıyla Balıkçı kooperatifinin arka tarafına baktım.
Balıkçı teknelerinin arasında boş yerler var. Boşlukların bazında tonozlar
boşta. Kooperatifte çalışan bir görevliye yerin uygun olup olmadığını sordum.
Tonozların arasına bağlanabileceğimi söyledi.
Tekneye gittim. Motoru çalıştırıp baş ipini
çözdüm. Demiri almak için demir halatımı toplamaya başladığımda bir gariplik
olduğunun farkına vardım. Ve korktuğum başıma geldi. Başka bir teknenin
demirine yada bir tonoza takılmış. Başka bir
çıpanın tırnaklarına benim ip iki
kez dolanmış. Tırnağın birini kurtardıktan sonra çıpayı tutamadım ve tekrar
suya kaydı. Defalarca denememe rağmen birtürlü kurtulmuyor. Demir ipimi elimle
çekemiyorum. Koç boynuzlarına dolayarak tekrar çekmeye çalışıyorum ama nafile.
Hava sıcak , kan ter içinde kaldım. Baktım olmuyor bıçağı attım ve demirim
Özbek limanına hatıra kaldı.
Bugün Özbek te Cem Gür ile buluşacaktık.
Hemen aradım . henüz yola çıkmamış olması benim için bir şanstı. Sığacıktan
gelirken yolda bulabileceği bir malzemeciden 4 veya 5 kg lık bir demir almasını
rica ettim. Şu anda elimde sadece 2
kg lık yedek demirim kaldı.
Özbek te ilk bağlandığım yer.
Daha önce gözüme
kestirdiğim, balıkçı kooperatifinin arka bölümündeki yere yandaki tekneye bağlandım.
Yapacak bir şey yok. Bu yorgunluğun üzerine bir şeyler içmek iyi gelebilirdi.
Karnım da acıkmıştı. Sahildeki çay bahçelerinden birine girdim. Tost mu yesem ?
Tost, balık ekmek, köfte seçeneklerim in arasından ekmek arası balık ve soğuk
bir bira…
Cem abi telefon ederek geldiğini söyledi.
Balıkçı Kooperatifinin binasında buluşmak için biramı içip kalktım. Yeni
demirim de gelmişti.
Özbek
Beraberce hava kararana kadar deniz ve tekne
üzerine yaptığımız sohbetimizi ikişer kadeh rakı ile taçlandırdık. İzmir e bir
durak kalmıştı. İzmir de tekneyi bırakıp İstanbul a dönmek veya hemen dönüşe
geçmek konusunda karar vermekte zorlanıyorum. Bu ayda dönüşe geçmeye kalksam
genel rüzgar sistemi kuzeyli. İşim zor sürekli motor gitmem lazım bu da
maliyetimi arttıracak. 15 eylüle kadar İzmir de kalmak ayrı bir dert. 15
eylülden sonra dönüşe geçsem ekimde Marmara denizi zor. Bu arada 8 eylül de
oğlumun düğünü var , ona da katılmam lazım. Bir türlü karar veremiyorum.
Yarın sabah erken uyanmam lazım. Rota Urla
veya İzmir. Oralarda nasıl bağlanacak yer bulunacak o da en büyük sıkıntı.
Balıklıova da bağlıyken İzmir e gittiğimde Şevki abi bir arkadaşıyla tanıştırmıştı. Barbaros bey.
İzmir civarında bağlanma yeri sıkıntısı olduğundan Barbaros beyin yardımını
istemiştim. Aldığım habere göre Urla da yer yok. Barbaros Bey çevresi ve
dostlarını kullanarak Güzelbahçe ikinci liman da bir yer bulmuş. Bulunan yer ,Barbaros
Bey in bir arkadaşının teknesinin. Bu tekne bakım için karaya alınmış ve ben bu yere bağlanacağım.
Büyük şehirlerde 4,5 metre
bir sandala bile yer bulmak çok zor.
Cem Gür, Ben ve Simba
Yarın yolun sonu: İZMİR
0 yorum: