SIĞACIK


15 Temmuz Pazar
   Sabah 6:00 güneşin yakmaya başlamasına en az iki saatim var. Yolun karşısına geçerek marketten kahvaltı için börek alıp çay ocağında kahvaltımı yaptım.
   Bugün niyetim Sığacığa gitmek ve Cem Gür abi yle buluşmak. Güzelbahçe yönüne yürüyerek sığacık dolmuşlarının döndüğü trafik ışıklarındaki otobüs durağına vardım.
    Durakta bekleyen bir ESHOT görevlisine Seferihisar dolmuşlarının bu duraktan geçip geçmediğini sordum. O da Seferihisar a gidecekmiş. Sığacığa gidebilmek için önce Seferihisar a gitmek gerekiyor . Seferihisar dan tekrar başka bir minibüsle sığacığa gidiliyor. Saferihisar a gdecek belediye otobüsünün birazdan geleceğini söyledi. O esnada gelen Seferihisar dolmuşu dolu olduğundan ben de otobüsü bekledim. Daha önce aldığım Kentkart ta iki kontör vardı bu da benim Seferihisar a gitmeme yetiyordu. Otobüs yaklaşık bir saat sonra Seferihisar merkezine gelmişti. Salyangoz amblemi kullanan belde. Sakin şehir. 

                                                      
   Seferihisar da bir saat kadar oyalanıp etrafa bakındıktan sonra Sığacık minibüslerine bindim. Sığacık meydanında indiğimde Cem abi beni bekliyordu.








   Uzunca bir sığacık turu yaptık. Denize girilecek koylar bile özelleştirilmiş. Denize girmek için 20 Tl vermek zorundasınız . karşılığında size bir şemsiye veriyorlar. Şemsiye alsanız da almasanız da 20 Tl vermeden denize girme şansınız yok.
   Çam ağaçlarının altıda körfezi kuşbakışı gören piknik alanına gittik. Sabah kahvelerimiz içerken her zamanki gibi sohbetimizin konusu tekneler ve deniz.

 








   Öğlen saati yaklaşıyor ve güneş yakıyor. Cem abinin dostu olan ve kendi teknelerini yapan Necdet beylere uğradık. Bir motorlu ve bir yelkenli tekne bahçede yan yana duruyor. Yelkenli yarın suya atılacak ve son hazırlıklar yapılıyor.
   Cem ab inin hala elektirik ve suyu bağlanamayan evine geldiğimizde  dışarısı kaynamaya başlamıştı.
     Telefonum çaldı. Daha önce aynı şirkette bereber çalıştığımız Nida Hanım. Şaşırdım. İzmir e bir dostlarının düğün töreni için gelmişler ve şu anda Güzelbahçe de Devekuşu nun yanındaymışlar. Sığacıkta olduğuma üzüldüm. Tesadüf ki aslında onlar da sığacık marinadaki bir arkadaşlarını ziyarete  geleceklermiş. Sığacık ta İstanbul da buluşamadığım bir arkadaşıma buluşmak başka bir duygu. Saat 16:00 da Teos Marina da buluştuk. Uzun zamandır görüşmemiştik. 










    Daha sonra sığacık kalesini ve semt pazarını gezdikten sonra minibüsle önce Seferihisar a oradan da Güzelbahçe ye geldim. Bir gün daha geçmişti. Salı günü kamyon gelecek ve Devekuşu ile beraber karadan Tekirdağ a döneceğim. Kamyon üzerinde devekuşu nu hasarsız götürebilmek için otomobil lastiklerine ihtiyacım var.
    Güzelbahçe Balıkçı barınağında rıhtımda duran trolcülerin ağlarından çıkmış olan hurda otomobil lastiklerinden birkaçını alarak çekiçle üzerlerindeki midyeleri temizledim. Bu lastikleri kenara koyarak hazır ettim ama daha çok lastiğe ihtiyacım var.
   Gece saat 22:00 ve tekenin içindeki sıcaklık 30 ‘C.

0 yorum: