Yeniköy

18.Mayıs.2013
  Trilye den 12.30 civarı çıktım. Çıktığımda esen rüzgar yaklaşık 20 dakika sonra kaldı ve dalgalar irileşti. Tekrar dalgalarla boğuşuyorum. Sanırım bu dalgalar Bozburun dakilerin devamı. Devekuşu nu İskeleye doğru çevirerek devam etmeye çalışıyorum ancak rüzgar yetersiz olduğundan flok yapraklanıyor ve tersten doluyor. Flok u kapattım. Anayelken motor devam ediyorum. İlerde denizin üzeri kırışıyor. Biraz sonra rügarı yakalayacağım. Burnu döndükten sonra iri dalgalardan kurtulmak için kendimi kıyıya attım. Dalgaların etkisi azaldı ama bu seferde tepeler rüzgarımı kesiyor.
 Harita dan anladığım kadarıyla ilerimde ters bir koy var. Kayaları seyrederek ilerliyorum. Küçük bir koyda karaya oturmuş bir gemi  var.



   Sonraki burnu döndüğümde çok güzel bir kumsal ve hemen her yöne korunaklı bir barınak. Kumsal Karacabey boğazına kadar uzanıyor. Kıyı kıyı devam ediyorum. Bu arada rüzgar bazen iskele bazen sancak kontradan ana yelkeni zaman zaman dolduruyor ve motorun sesi değişiyor.




    Karşımda Karacabey boğazı harita da sığlık olduğu belirtilmiş. Sığlık olduğu ayrıca deniz ortasındaki direklerden de belli. Bir balıkçı ağ topluyor. Ağına takılmamak içim biraz kıyıya yanaşıp geçeyim derken Devekuşu Gitmez oldu. Kuma salmayı oturttum . hemen tornistan yaparak zorluk çekmeden oturduğum yerden çıktım. Balıkçılar bana doğru bakıyor. Eminim salağa bak oturdu kuma diyorlardır. Açığa doğru çıkmaya başladım. Ağ toplayan balıkçının açığından geçerek ileride gördüğüm burna ulaşmaya çalışıyorum. Yenice ya varabilir miyim? Kıyıda yazlık siteler görünüyor.



      Burnun önünde sanki bir şey uzanıyor ama güneşten seçemiyorum. İlla burnu geçeyim diye düşünüyorum. Trilye den bu yana üç olarak saydığım sineklerin beni yemesiyle uğraşıyorum. İkisinin cesedi yerde ama ha bire bir yerlerden çıkıyorlar. Kendimi tokatlamaktan bacaklarım acıdı. Şapkayla gördüğüme saldırıyorum. Bu arada pruvamda kerteriz aldığım burun birde baktım iskele kıç omuzluğumda ve ben İmralıya doğru gidiyorum. Sinekler öldükçe çoğalıyor. Şapkam elimdeyken yoklar. Şapkayı kafama taktığım zaman nereden çıkıyorlarsa saldırıya geçiyorlar. Şapkam yorgun Ben yorgun sineklerle savaşmayı bırakarak sadece ısırdıkları yerleri kaşımaya devam ed,iyorum. Karşımda belirsiz olduğunu söylediğim şey mendirek çıkıntısıymış. İçeri girdim .çok geniş bir barınak ancak daha rıhtımları tamamlanmamış. Taşların üzerinde balık tutan oltacılar var. Burası neresi diye sordum. Yeniköy dediler.



     Dutlimanına kaç mil var diye sorduğunda yaklaşık 20 dediler. Oraya kadar gitmeye kalkarsam hava kararacak. Kıyıda bağlı bir hurda tekneye yanaşarak aborda oldum.




   Dışarıda bir genç ağ temizliyor. Dört mil İlerde kurşunlu olduğunu söyledi. Bağlandım bir kere tekrar çıkmaya üşendim. Yeniköy barınağa 1 km uzakta. Tekneden çıkarak barınak kenarından köy merkezine geldim. Oldukça şirin bir yar ve çok geniş kumsalı var. 2 haftadır sakallarım uzamıştı bir berber bularak traş oldum. Bu arada hava kararmaya başladı. Devekuşu na gelerek Gemlikten kalan yaprak sarmalarımı yedim. Ve sabah erkenden uyanabilmek için saatimi kurarak uyudum.

0 yorum: