10- Çanakkale Merkez Balıkçı Barınağı ve Yat Limanı
Lapseki Balıkçı Barınağından
çıktığımda sabah saat yedi idi.Lapseki Çanakkale arası yaklaşık yirmi deniz
mili. Suluca burnuna kadar rüzgarı geniş apaz alarak oldukça rahat ilerliyordum.
Suluca fenerini geçtikten sonra rüzgar pupadan gelmeye ve dümen tutmak
zorlaşmaya başladı.
Suluca
Buna ilave olarak boğazın en dar yeri geçilecek ve bu geçiş
boğaz trafiğindeki büyük gemi geçişlerinin yarattiğı ilave dalgalara da dikkat
ederek olacaktı. Kuzeyden esen rüzgarın arkadan kaldırdığı dalga da cabası.
Kah ayakta kah
oturarak dümen tutmaya çalışıyor, geçen büyük gemilerin arkasında bıraktığı
dalgalardan da az etkilenmek için sancak yaparak onların geçici dalgalarını
başomuzluktan almaya çalışırken , yelken kontrasını da değiştirmek zorunda
kalıyordum. Hızım genellikle 5 milin altına düşmüyor arada rüzgara göre 6,5
denizmiline kadar çıkıyordu. Devekuşu nun hayatında ilk defa gördüğü süratti
bu.
Bu şekilde nara
burnuna kadar geldim. Nara burnu önündeki şamandraya yakın demir atmış oltayla
balık avlayan tekneler vardı. Aşağıdan
buyük bir konteyner gemisi yukarı çıkıyordu. Tahminen nara burnu hizasında karşılaşacağız
diye düşünüyordum. Her zaman bu karşılaşmalar benim tahmininden önce
gerçekleşmiştir ama bu sefer tahminin doğru çıktı. Onun çıkardığı dalganın
etkisini, yumuşattıktan sonra havuzluğa oturdum ve çat diye bir ses duydum.
Etrafa bakındim. Telefonun veya fotoğraf makinesi düşmemişti.
Çanakkale hemen
gözümün önündeydi. Bir feribot önümden geçerek Çanakkale iskelesine doğru
ilerledi. Yelkende bir gariplik hissettim. Ortası aşırı torlanmış torba gibi
olmuştu. Bumbaya bir baktım ki ıskotanın bağlandığı yerden çatlamış yol
tabelalarındaki tali yol işareti kılığını almıştı. Önümde Çanakkale ne yapayım
hemen rüzgara dönüp yelkeni indireyim ve motorla devam edeyim dedim ama Devekuşu
bir türlü rüzgara sabit durmuyor. Dalga ve akıntı bana on saniye bile vermiyor.
Bir fırsatta mandar ve açevela ipini salım indi, ancak açevela yukarda kaldı. Aynı
zamanda gemi yolunda olmamama rağmen feribotları da kollamaya çalışıyorum. Rüzgar
şiddetli olduğu için yukarıda kalan kısım balon yaptı. Olduğum yerde 360 derece
dönerek tekrar rüzgarı pruvadan aldığımda küpeşteye çıkarak açevelayı da
indirdim. Bu arada küşük bir balıkçı teknesinin bana doğru geldiğini gördüm. Bir
şeylerin ters gittiğini anlamıştı sanırım. El sallayarak teşekkür ettim. Bütün
bu işler bittiğinde akıntının hızı beni Çanakkale den aşağıya atmıştı. Zaten
sıkıntılı olduğunu bildiğim Çanakkale Balıkçı Barınağına tekrar akıntıya karşı
gitmek yerine hemen önümdeki dere yatağına Sarıçay a girdim. İyi ki girmişim.
Gelelim Çanakkale Balıkçı Barınağı ve Yat limanına:
Sarıçaya bağlandıktan sonra yürüme mesafesindeki Çanakkale
Merkezde sırt sırta duran Balıkçı barınağı ve Yat limanın a geldim. Yatt limanının sürekli açık olan kapısını
bilmediğim için ilk karşıma gelen kapıya ilerledim ama kapıda bekçi falan yok.
Birisi atla gişenin üstünden dedi . Ben de öyle yaptım. Etrafa bakındım bir
görevli göreyim de yol iz sorayım dedim ama , kimse yok. Üstünde Yat limanı
yazan tabelaya doğru ilerledim.
Güzel bir ofis, görevli olduğunu tahmin ettiğim
zabıta kıyafetli iki kişi ilerde bir teknedekilerle konuşuyorlar. Bekledim. Bana
doğru bakan yok. Gene kocaman bağlama tarifesinin asılı olduğu kapıdan çıkarak hemen
iskelenin diğer tarafındaki Balıkçı barınağına gittim.
Balıkçı barınağının
ucundaki çekek yerinde iki tekne bakım yapıyordu. Yanlarına giderek selam ve
hoşbeş ten sonra bağlanma ücretlerini sordum. Yıllık 450-750 arası dediler. Ama
yer yokmuş. Ben bir gece kalsam ne alacaklar diye sorduğumda yok abi kal ne
alacaklar ki dediler. Ama büyük tekne girmiyormuş o tarafa. Girebilecek tekneler
bilemedin 7 hadi hadi 8 metre olsun. Girsen bile manevra yapacak kadar ortada yer
yok. Kolay gelsin diyerek ayrıldım.
Tekrar Yat limanına döndüm. Ofiste bir zabıta oturuyordu. Selam
ve kendimi tanıtma sonunda yat limanının tarifesi belli yazılmış ve girişe kocaman asılmış, barınağa da
belediye baktığına göre barınaktaki bağlanma ücretlerini öğrenebilirmiyim
dedim. Boyuna göre diye yanıtladı. Tamam işte kaç metreden kaç para isteniyor
diye sordum. Durdu. Hangi sıfatla soruyorsun dedi. Vatandaş sıfatımla soruyorum
Dedim. Yüzüme bi garip baktı. Gidip belediyeye mi sorayım diye sorduktan sonra
bana fiyat listesini çıkardı verdi. Ama benimle ilgilendiği yok adamın elindeki
telefonla oynuyor.
Balıkçı barınağında
fiyatlar ene göre hesaplanmış.
1,40 tan küçük yıllık 180 Tl
1,41-1,60 arası ‘’ 210 tl
1,61-1,80 arası ‘’ 270 tl
1,81-2,00 arası ‘’ 420 tl
2,01 den büyük ‘’ 750 tl
Ama…
Barınakta hiç boş yer yok ne zaman boşalır belli değil. Ancak
orada bağlı bir tekneyi alırsan senin bağlanma yerin olacak.
Çanakkale belediyesinde bu işlerle ulaştırma daire
başkanlığı ilgileniyormuş.
Yat limanın tarifesi de aşağıda
Yat limanı
Çıkarken görevlerin bıyıkları dikkatimi çekti. İyi çalışmalar dedim. Ayrıldım.
Sarıçaya tekneye döndüm.Ha bu arada; bir ara fotoğraf makinem yere düşmüştü hafıza kartı yerinden oynamış ve Lapseki - Çanakkale arasında Suluca dan sonra yol boyu çektiğim hiçbir fotoğraf kaydedilmemiş.
0 yorum: