Devekuşu 2018 Seyir Öncesi Hazırlıkları-1




   4. Nisan.2018 Çarşamba

  Bacağımdaki sıkıntı nedeniyle Tekirdağ dan başlamış olduğum Devekuşu ile Kıyı Kıyı Türkiye gezisine ara vermek zorunda kalmıştım. Gömeç ten Burhaniye ye geri dönüp,  Devekuşu nu karaya aldıktan sonra  İstanbul a dönmüştüm. Uygulanan tedavi iyileşmeme yetmedi. Bu sıkıntıyla mezara kadar beraber olacağım anlaşılan.

  Bir yılı aşkın süredir Burhaniye de karada olan Devekuşu nu tekrar denize kavuşturmak ve tekneyi yapım amacım olan Türkiye kıyılarını gezmek hayalimi gerçekleştirmek amacıyla 4. Nisan 2018 sabahı İstanbul dan yola çıktım. Tuzla da Teknomarin euğrayarak bir kutu zehirli astarı ve iki kutu zehirli boyamı da Caner bey den alarak Bursaya kadar devam ettim.

  Bursa ya uğrama nedenimden biri de yaranın olduğu yerdeki kızarıklık pek hoşuma gitmiyordu. Gerçi İstanbulda kaldığım sürede yaptırdığım tahlillerde bacağımdaki akıntı da herhangi bir bakteri ürememişti, bir de kuzenim olan enfeksiyon uzmanı tarafından kontrol edilsin istemiştim. Bursa devlet hastanesinde akıntıya kültür yapılması için örnek verdikten sonra Burhaniye ye devam ettim.

  Burhaniye ya vardığımda hava neredeyse kararmak üzereydi. Şansıma Deniz dükkanı henüz kapamamıştı. Devekuşu nun kaporta anahtarını Deniz den alarak bir yıllı aşan hasreti gidermiş oldum.
   Yeterice yorgun olduğum için minderlerin üzeride kendime yer açarak uyudum.

   5. Nisan.2018 Perşembe

   Teknenin içindeki malzemeleri dışarıya çıkarmadan rahat edemeyecektim. Ayrıca ne nerede bulmam da bu şekilde imkansızdı. Günün tamamı teknenin içindekileri boşaltmakla geçti desem yalan olmaz. Bir uzun kontraplak üzerine mümkün olduğunca sınıflandırarak dizmeye çalıştım.Teknenin arkasında neredeyse bir kamyonet dolusu malzeme yığıldı.

                                              Fotoğrafa bakıp aldanmayın, bu daha yarısı

  İstanbul dayken aklıma geldikçe  yapılması gerekenleri yazmıştım. Yapılması gereken 20 kalem iş vardı. Buna boya vernik ve rötuş işleri dahil değildi. Bunları burada tek tek yazmak istemiyorum, çünkü bazıları iptal edilebilir veya yeni fikirler aklıma gelebilir. Ayrıca insanların artık uzun yazıları okumadığı gibi bir inanışta var.  Ben gene de günlük yazar gibi yazmaya çalışacağım. Ancak paylaşımı her gün yapamayabilirim, bu nedenle haftalık yazılar şeklinde sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim. Elbet sıkılanlar olabilir, gene de bir anı olarak kalmasında sanırım fayda var.

    6.Nisan.2018 Cuma

    Geçen sene laminasyonunu yaptığımız yeni geniş boynuz birinci önceliğimdi. Ben gelmeden Deniz in (neuromarin) elemanları eski ince bastonu sökmüşler.

   Yeni baston geniş olduğundan zincirlik kapağını kullanılmaz hale getiriyordu.  Ya bir elin bile zor gireceği bir zincirlik kapağı yapacak ya da iptal edecektik. Ortak kararla iptal ettik.



  Boynuzun burnunu kavisli, bir şekilde kesmek kalınlığı 6 cm olduğu için dekopajla imkansızdı. Şerit testeresi olan Oğuz un Burhaniye merkezdeki atölyesine götürerek gerekli kavisi verdik. Dönüşte de el frezesi ile üstüne oval kırımı yaptık.

   Geniş baston tercih etmemin ana sebebi baştankara yanaştığımda üzerinde rahat yürüyerek karaya çıkmama yardımcı olmasıydı. Planda olmamasına rağmen dar bastonu da bunun için yapmıştım. Zıplarken dar bastonun üstünde duramıyordum. Umarım düşündüğüm kadar kullanışlı olur.

   Eski baston sökülürken alttan biraz kontra parçalarını da zedelemişti. Ayrıca zincirlik kapağını da iptal ederek yerine ek yaptığımız için zemin oldukça bozulmuştu. Zemini  tekrar hazırladık. Göktuğ ve Bahadır (Deniz in elemanları) bu hazırlığı yaparken ben de teknenin üzerindeki kararmış tutamakları ıskarpela ile kırarak ortadan kaldırdım.

  Geçen yıl gördüğüm kıç omuzluktaki küçük çatlakları da kazıyarak kontraplağa kadar indim. Hazır bastonun zeminini elyaflarken burayı da elyaflayabilirdik.  Günün sonunda güvertedeki elyaf işi bitti. Şimdi sabaha zımparaya gelir mi diye merak içindeyim.

  7.Nisan.2018 Cumartesi

  Sabah ilk işim zımparalanma imkanı olup olmadığını kontrol ettim ama maalesef daha tam sertleşmemişti.  İçeride biraz iş yapabilirdim.

  Akülerimden birinin pert olduğunu tahmin ediyordum. Şarj a bağlar bağlamaz kaynamaya başladı. Ağırlık olarak taşımaktan başka faydası olmayacaktı artık bana. Diğer iki aküden birinde üzerindeki camdan yeşil renk göründü, bu tamam dedim. Şarj etme yoğunluğunu ortadaki aküye vermeye başladım.  Akşam şehir şebekesinden redresörle gündüz de güneş panellerinden takviye ye devam ediyorum. Umarım bunun da yeşil ışığını görmek nasip olur.





    8.Nisan.2108 Pazar

  Bugün poyraz çok şiddetli esiyor. Burhaniye barınağında (tabelada yat limanı yazıyor) batı tarafındaki uzun mendireğin, dibindeyim. Poyrazdan esen rüzgar bütün tozu toprağı üzerime taşıyor. Dışarıda iş yapmak imkansız. Arada kısa süren bir yağmur geçişi de oldu.

  Arabadan giysilerimin olduğu çantayı içeri getirerek dolaba koymaya yeltendiğimde dolap içinin yaklaşık 10 cm su ile dolduğunu gördüm. İlk yorumum önceden sökülmüş olan bastonun cıvata deliklerinden geldiğini düşündüm ama sintinede su yoktu. Muhtemelen iskele tarafındaki ön camdan gelebileceğine kanaat getirdim.

  Suyu boşaltmaktan başka çarem yoktu. Bez ve kova ile suyu tahliye ederek elbise çantamı yerleştirdim.

   9.Nisan.2018 Pazartesi

  Yeni bastonun cıvata deliklerini hazırlayarak üç kişi, bu arada ben genelde seyrederek yerine yerleştirdik. Bastonun altına deniz tutkalı uyguladık ve cıvataları sıktık. Kenarlardan fışkıran macun kuruyunca ıskarpela ile kesip, yanlarını macunla dolduracağım.



  Bursa daki kuzenim bacağımdaki akıntıda stafilakok ürediği ve tekrar tedaviye başlamamız gerektiğini bildirdi. Yarın hastaneye giderek hem kan değerlerime baktıracak hem de reçetemi yazdıracağım.

10.Nisan.2018 Salı

Tüm gün hastane koşturmasıyla geçti. Gece geç vakit Burhaniye ye döndüm. Yarın işe devam etmeyi temenni ediyorum.

11.Nisan.2018 Çarşamba
  Sabah ilk işim, Migros alkoluyle yaptığım üç litre rakıyı başaltındaki dolaba kaldırmak oldu. Bugün üçlü antibiyotik tedavisine başlanacak. Rutin kullandığım tansiyon ve kolesterol ilaçlarını da dahil edersek her gün toplamda 11 adet ilaç alacağım.

   Bastonun altından dışarıya fışkıran kurumuş tutkalı ıskarpela ile temizledim. Ortadaki bölüm tam kurumamıştı, bu nedenle baş tarafa bugün macun çekemiyeceğim. Kıç taraftaki elyafladığım yerleri macunlayarak kurumaya bıraktım.

  Koca gün bu kadar mı az iş yapılır diye düşündüğünüzü hissediyorum. Sabahları önceki akşamdan yağan çiğ in kuruması için saat 10: 00 olmasını beklemek zorundayım. Yapılan işin kuruması zımparaya gelmesi için en az bir güne ihtiyaç var. Belirli bir sırada gitmek zorundayım. Mesela güvertedeki macun zımpara işi bitmeden küpeştedeki vernik işine geçemiyorum. Yeni boyanmış bir yerin yakınında zımpara yapmak oraya yapılan işin adeta heba olması demek. Bir günde toplam çalışma saati dördü geçmez. Planımda önce güverte ardından küpeşte vernikleri var. Bu arada başka terslikler çıkmazsa. Camlardan gelen suyun nasıl kesileceği gibi.

  12.Nisan.2018 Perşembe

  Bir önceki günün macunlanan yerlerinin zımparalanması ve macun tamiriyle geçiyor. Bunun dışında gün Deniz in dükkanında dünyayı kurtarmak ve kahve içerek geçiyor.

  Bu arada biraz Burhaniye Balıkçı Barınağı ( belediye yat limanı) ndan bahsetmek isterim. İlk geldiğimde wc ve duş olmadığından yakınmıştım. Geçen  sürede iki bayan iki erkek tuvaleti ve ikişer duş yapılmış. Hergün bakım ve temizliğini yapan personeli var. Sadece duşlarda sıcak su olmaması eksiklik olarak düşünülebilir. İlave olarak belli mesafelerde atılan tonozlar sayesinde üst üste çapa atma riski de bitmiş. Ancak bu hizmeti fiyatlara fazla yansıtmışlar.
 
  13.Nisan.2018 Cuma

  Bugün düne göre biraz daha hareketli geçti. Denizin elemanları Göktuğ ve Bahadır teknenin altına zehirli astarını sürdüler.

  Kuruyan macunları zımparalayıp gereken yerleri tamir edip tekrar zımparalamakla akşamı ettim. Tabi yaklaşık iki saat zehirli astarı sürenleri seyrederek geçti.

Yeni bastona koruyucu olarak teknodur sürerek  verniğe hazırlık yapmaya başladım. Önümüzdeki hafta güvertedeki boya dahil tüm işlerin biteceğini temenni ediyorum. 

 

 


0 yorum: