Devekuşu 2018 Seyir Öncesi Hazırlıkları-2
14.Nisan.2018 Cumartesi
Macun zımpara işleri
tüm hızıyla devam ediyor derken öyle çok geniş bir alanda çalışılıyor sanmayın.
Çalışılan yüzey toplasak bir metre kareyi
geçmez.
Ana direği geçen
sene ki gibi lacivert boyamak mı, yoksa boyayı bütünüyle kazıyıp verniklemek
mi? Diye uzun süredir düşünmekteydim. Boyanın çatladığı yerleri kazıdıktan
sonra anladım ki eski haliyle bırakmak daha akıllıca. İlerde yeni bir direk
yapılabilir ve vernikli olabilir. Ya da alüminyum direk en kolay çözüm mü? Tabi
tekneye ne kadar yakışacağı ayrı bir tartışma konusu olur.
Yandaki romörkün
üzerine koyduğum direkteki boya çatlaklarını
flap ile temizledim. Biraz derince çatlaklara tutkal basarak kurumaya
bıraktım.
Yarına yetişirse
diğer macunlu yerlerle birlikte astar sürebilirim. Vernik yapmayı düşündüğüm;
bumba, mizana direği, yeke gibi küçük parçaları zımparalayarak hazırladım.
15.Nisan.2018 Pazar
Direkteki tutkal tam olarak kurumamıştı. Dolayısıyla
zımparalayıp macunlamak yarına kaldı. Güverte üzerinde bazı yerlere macun
yoklaması yaparak paydos ettim. Küpeştede vernik yapılacak yerleri
zımparalamayı düşündüm ama rüzgar o kadar sert esiyordu ki, neredeyse ayakta
durmak bile imkansızdı.
16.Nisan.2018
Pazartesi
Mesela macun veya boya yapıyorsunuz, yapacağınız işe göre
yaklaşık miktarda malzeme hazırladınız. İşin sonuna yaklaşırken elinizdeki malzemenin
artacağını hissediyorsunuz. Başlıyorsunuz teknenin etrafında dönmeye, artan
malzemeyi nereye kullansam diyerek. Birkaç yer buldunuz diyelim ve malzemeyi
bitirdiniz. Ruloyu veya fırçayı attınız. Birde bakıyorsunuz ki, iki saattir
önünden geçtiğiniz çok önemli bir yeri görmemişsiniz. Bu acaba sadece bende mi
oluyor diye merak ediyorum. Eğer benzer şeyleri yaşayan varsa lütfen yazsın da,
belki moralim düzelir.
Sabah macunlu
yerleri zımparaladıktan sonra üzerlerine astar çektim. Akşam üzeri tüm güverteye bir kat poliüretan beyaz, ana direğe de lacivert boya sürdükten
sonra günün işlemi bitmişti.
Hava tahmin siteleri
yarın saat 10-14 arasında yağmur yağma ihtimalini % 70 olarak bildiriyorlar. Bu
da yarın gene hiçbir iş yapamamak demek.
İki renk boya
kullandığım için en büyük sıkıntım köşeli yoğurt kabı bulmak. Genelde köşeli
kaplar ya dondurma ya da 1 kg lık yoğurtlar oluyor. Her ikisini de bir seferde
yemem imkansız. Teknenin içinden dışarı çıkardığım malzeme içinde vida cıvata
koymak için kullandığım köşeli kapları hatırladım ama arkadaki yığının
neresindeydi.
Bereket tüm yığını
elden geçirmeme gerek kalmadan ortalarda bir yerlerde aradığım kaplara ulaştım.
Vidalar torbaya, kaplar boya hazırlamaya.
17.Nisan.2018. Salı
Tam saat 00:02 de
yağmur damlalarının tıkırtısı teknenin üzerinde duyuldu. Sabaha kadar
aralıklarla yağdığını anımsıyorum. Belki hep yağıyordu ama ben sadece
şiddetlenince tavana vuran damlaların sesini duyduklarımı hatırlıyorum. Sabah
güneşli bir güne uyandım. Tahminlere göz
attığımda önümüzdeki beş gün yağmur olasılığı olmadığını belirtiyordu. Ama 18
akşamı başlayacak poyraz 20 Nisana kadar 20-25 knot esecekti. Bu da toz duman
ve çalışamamak demekti.
Güvertedeki işi
bitirmeden vernik işine geçemiyorum. Verniği günde iki kez sürerek kuruyup
çizme işinden kurtulmalıyım. Hava uygun olmayıp 24 saatten fazla kurursa
mecburen (ince zımpara yapacağım)
çizeceğim. Bana bunun maliyeti en azından yarımgün olacak ve zımpara
yapmayı hiç sevmiyorum.
Teknenin altında
duran, üzerine çıkarak güvertenin büyük bir bölümüne ulaşmamı sağlayan kütüğü,
başka bir sandalı tamir eden usta yarım saatliğine ödünç istedi ve ben de olur
dedim. Netice de dayanışma güzel bir şey.
Aradan iki saat
geçtiğinde yanına gittim. Benim kütüğü bir yanına devirdiği balıkçı teknesinin
altına dayanak yapmış, diğer tarafında bir şeyler çakıyordu. Abi işim bitmedi
getireceğim dedi. Neticede o durumda
kütüğü alabilmem imkansızdı.
Güverteye Havuzluk
hizasına kadar bir kat kaymaz poliüretan boyayı oldukça zorlanarak sürdüm. Geri
geri eğilerek çalışmak benim için çok zor oldu.
Otuz yıllık ranza merdiveninden, bir tarafı paserella diğer
tarafı yemek masası olarak yaptığım çok amaçlı nesnenin paserella tarafını da kaymaz boyadıktan sonra
, lacivert rengi hazırlayarak ana direği ve bordodaki bazı yerleri rötuş
yaparak günü bitirdim.
Ben işimi bitirip
akşam çayı içmek için ayrılırken kütüğüm hala balıkçı teknesinin altındaydı.
Beni görünce abi bu akşam bırakıyorum
dedi. Akşam tekneye yatmaya döndüğümde kütük gelmişti.
18. Nisan.2018
Çarşamba
Bugün yoğun bir gün
oldu. Elbise koyduğum yere giren suyun iskele ön pleksiden geldiğini elle
yoklayarak tespit etmiştik. O pleksiyi yerinden çıkarıp, tekrar iyi bir mastikle
takarsak sorunu çözeceğimizi düşündük.
Göktuğ ve Bahadır
(neuro marin çalışanları) pleksi üzerindeki mastikleri maket bıçağı ile
temizlerken ben de diğerlerine bir göz atayım dedim. Aynı sıkıntı dört camda da
vardı. Kararımızı değiştirerek tüm yan camları söküp takmaya karar verdik. Ve
bir kere daha parasının bir bölümünü ödemediğim ve öbür dünyada Allahın hakemliğiyle
ödeşmek istediğim için helalleşmediğim marangoza bir kere daha küfür ettim.
Neymiş ‘’dışarıdan takılırsa güzel durmazmış, biz buna lamba açalım içine
otursun’’. Ona uyduğum için kendime daha fazla kızıyorum. İlk Devekuşunda
dışardan mastikle yapıştırarak vidaladığım camlarda hiçbir sorun çıkmamıştı.
Bunun camlarını her sene söküp takıyoruz
ve sorun bitmiyor.
Karar yan camlar
sökülecek. Sökerken düşen mastik parçaları ve toz olduğu gibi benim dün
akşamüzeri yaptığım tam kurumamış kaymaz boyanın üzerine düşmeye başladı. Söktükçe
takılı olduğu yerlerin ıslak olduğunu tespit ettiğimizden en azından bir gün
kurusun dedik.
Camlar yok, akşama poyraz artacak ve ben bu
teknede yani tekne içindeki açık havada
nasıl uyuyacağım? Çocuklar naylon ile örteriz diyerek olaya çözüm getirdiler.
Bu arada pleksilerin iki tanesinde küçük
çatlaklar var. Aynen geri taksak o
çatlaklar bize ilerde kesin sorun yaratacak. Öğlen molasında bunu tekrar
değerlendirdik. Yeni pleksi kestirmeye karar verdik. Şimdii pleksileri lambaya
gömelim mi? Yoksa dışarıdan mı takalım?
Denizin pleksi işi yapan bir arkadaşı varmış. Hatta
orada Deniz in de bir miktar malzemesi varmış. Yeterse onu kullanırız diye
düşündük. Pleksiciyi aradığında kısa bir konuşma oldu ve geçmiş olsun diyerek telefonu
kapadı. Denizin aldığı yanıt; hastanedeyiz çalışanlardan biri kaza geçirdi
onunla uğraşıyorum olmuş . Yapacak bir şey yok. Donun uçkuru kopmaya başladı.
Bakalım daha kaç yerden kopacak.
Çıkardığımız
camları ikişer vida ile tekrar yerlerine oturttum ve yattım. Gece bir takırtı
ile uyandım. Poyraz şiddetlenmiş ve benim pleksilerden biri vidasından
kurtulmuştu. Kalkıp tekrar yerine yerleştirdikten sonra diğerlerine de ikişer
vida atarak tekrar uyuma moduna geçtim.
19.Nisan.2018
Perşembe
Burhaniye ye geleli
onbeşinci gün. Gelirken 23. Nisan da suya atmayı hayal ediyordum. Tamir işi
yeni yapmaktan kesinlikle zor. Güverte bitecek ki verniğe geçeyim. Motoru
bakımı için sökerek Deniz in dükkana götürdük. Bu arada bakım işini aradan
çıkaralım. Motora ayrıca remove kontrol
takacağız. Özellikle liman içlerinde motorun üzerinden gaz verip kesmek
ve vites değiştirmek sıkıntı yaratıyor.
Güneşli ama çok
rüzgarlı bir gün. Poyraz 25 knot
esiyor, ama camlarım yerinde düşmediler.
Ve camları dışarıdan takmaya karar verdik. Öğlen saatlerinde tekrar
pleksiglasçıyı aradık ama elindeki malzeme kalınlığı bize uymuyor. Yarından
sonra başka bir çözüm deneyeceğiz.
Bu rüzgarda boya
yapmak imkansız. Motor da çıktığından havuzluk içini biraz temizledim. Küpeştedeki
verniklenecek alanı kendimi rüzgar üstünde tutarak zımpara ile ince ince
hazırladım.
Yarın asıl mesele
plexi bulmak. Bu arada ıslak olan cam altları rüzgarın da etkisiyle kurumuş
oldu.
20.Nisan.2018 Cuma
Plexi bulmak
umuduyla Deniz ile beraber Burhaniye sanayi sitesine gittik. Olası plexi
bulabileceğimiz tüm dükkanlara baktık ama maalesef bulamadık. Bundan sonraki
seçeneğimiz Edremit olmadı Ayvalık ta aramak.
Edremit sanayi
sitesinin yanında plexi satan bir yer bulduk ancak tabaka olarak satıyormuş.
Denizin önerdiği bir oto cam satıcısında 4 mm plexi bulduk
ve istediğimiz kaba ölçülerde kestirerek
Burhaniye ye döndük.
Rüzgar olanca şiddetiyle esmeye devam ediyordu. Başka bir iş
yapamasam da en azından plexileri bulmuştuk.
21.Nisan.2018
Cumartesi
Vernik atmaya bugün başlamayı umut ederek
güneşli bir güne uyandım. Rüzgar her geçen dakika şiddetini arttırarak esmeye devam
ediyor. Vernik atmaya başlamak yarına kalacak gibi görünüyor.)
Burhaniye Balıkçı
Barınağı (Yat limanı) için yöneticileri kışlamak ve karaya almak için ideal bir
yer diyorlar. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Birincisi liman ağzının poyraza
açık olması ve hakim rüzgarların kuzeyli olması nedeniyle liman içinde her hava
sertlediğinde (20 knot çivarı) kuzucukları
içeride görüyorsunuz. İkincisi karada iseniz ve bir işlem yapacaksanız
bir ayda ancak beş altı gün sakin hava oluyor ki bu da boya, zehirli vs
yapacağınız işlemle ilgili sürenin boşuna uzamasına ve planlarınızın
tutmamasına yol açıyor.
Burada (tüm
körfezde) en olası iş rüzgar ve su
sporlarını geliştirmek olabilir. Bu sporlar adına doğal imkanlar belki Alaçatı
dan bile daha müsait. Eminim birileri işin bu yanını dikkate alıyordur ve
değerlendirirler.
0 yorum: