Karacasöğüt Günleri -1


  Devekuşu na bağlanacak yer tamamdı ancak, tekneden karaya çıkmak için bir bota ihtiyacım oluşmuştu. Bağlandığım yerdeki su yaklaşık bir metre civarı olduğundan kıyıya yüzerek çıkıp alışveriş yapıp tekrar yüzerek Devekuşu na dönüyordum.
  Öğlenden sonra Mihael Ağabey botla gelerek beni aldı ve teknesinde öğle yemeğine gittik. Aksam üzeri Haldun ağabey yanıma  botun önünde bir  9,9 Honda motor yatıyordu. Karacasöğüte gelmeden bana bir sürprizi olduğunu söylemişti. Sürpriz hediye motormuş. Yeni teknesini İstanbul dan getirirken ne olur ne olmaz, makinaya birşey olursa idare etsin diye alıp hiç kullanmadığı motoru Devekuşu 2 ye hediye etti. Motoru beraberce başaltına koyduk.



   Bir ay sonra kurban bayramı idi. Çoluk çocuk ailemin Fethiye ye gelme planı vardı, Benim de bu sene en fazla Knidos u döndükten sonra gidebileceğimi kestirdiğim yer Göcek veya Fethiye idi. İstanbula giderek bayram öncesi araba ile hep beraber Fethiye ye gelir isek ve araba da buralarda kalırsa kışı bazen teknede bazen de Fethiye deki evde geçiririm diye düşünüyordum.
  İlaçlarımı yazdırmak için Marmarise gittiğimde eczanenin karşısındaki markette küçük bir çocuk botu gördüm.. Ellerinde iki tane kaldığından mıdır bilemem 70 tl ye o botu aldım. Tekneden karaya çıkarken ıslanmak neyse de, alışveriş sonrası malzemeleri en azından içine koyarak ıslatmadan tekneye getirebilecektim.



   Botu kıyıda şişirerek aldığım malzemeleri içine koyarak Devekuşu na getirdim. içine binip karaya çıkmayı denedim. bir iki düşme tehlikesi yaşadıktan sonra tekneye yanaşarak hep dışarda sarkan sarkan usturmaçalara tutunarak çıkmaya çalıştım. Nafile, çıkamıyordum. Ben ayağa kalkınca bot kendine göre bir yerlere kaymaya başlıyordu. Merdivenle motorun arasına giderek sıkıştı. O sırada nasıl olduysa tekneye çıkmayı başardım. Botu ipinden çekerek havuzluğa almaya çalışırken indiğini gördüm. Merdivene sıkışma sırasında patlamıştı.
   İçindeki yama parçasıyla yapıştırarak kurumasını bekledim. Tekrar şişirdim. Suya bırakarak içine adımımı attım. Bot bir yana gitmiş ve ben sudaydım. Çocukların kaydırağa merdivenden çıkarak aşağı kaydıkları gibi, yüzerek merdivenden çıkıyor bota binmeye çalışıyordum ama bota bir türlü binemeyerek suya kayıyordum. Bir keresinde içine oturmayı başardım ama tekneye binmek için ayağa kalkma hamlesini yaparken tekrar suya düştüm. Bu cebelleşme sırasında botun yaması çıkarak tekrar hava kaçırmaya başlamıştı. Bu böyle olmayacaktı. Ben kıyıya yüzerek çıkmaya devam edip botu sadece eşya ve çöp taşımada arkamdan çekeceğim römork gibi kullanacaktım.
   Ağustos ayının ilk haftası otobüsle İstanbul a giderek bir hafta kaldım. Oradan biraz daha büyükçe kutusunda 3 kişinin binebileceğini ima eden fotografları olan yeni bir bot ta alarak bayramdan önce aile efradıyla birlikte Fethiye ye geldik.
 
 

0 yorum: